Leyl

الَّيْلِ

Yazar: Abdulbakî Gölpınarlı - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Andolsun basınca, geceye.
  2. Ve ışıyınca, güne.
  3. Ve erkeği ve dişiyi yaratana.
  4. Şüphe yok ki çalışmanız, elbette çeşitlidir, başka-başka.
  5. Ve kim verdi ve çekindiyse.
  6. Ve en güzel sözü gerçeklediyse.
  7. Artık ona en kolay yolu kolaylaştırırız.
  8. Ve ama kim nekeslik etti ve zenginleşmeyi dilediyse.
  9. Ve en güzel sözü yalanladıysa.
  10. Artık ona da en güç yolu kolaylaştırırız.
  11. Ve helâk olduğu zaman malı, ona bir fayda vermez.
  12. Şüphe yok ki doğru yolu göstermek, bize düşer.
  13. Ve şüphe yok ki bizimdir son yaşayış da ve önceki de.
  14. Artık sizi korkuttum alev-alev parlayan ateşle.
  15. Oraya da ancak pek bahtsız kişi atılır, yanar.
  16. Öyle ki yalanlamıştır o ve yüzünü döndürmüştür.
  17. Ve ondan, ancak, pek ziyâde çekinen uzak kalır.
  18. Öylesine ki malını verir de özünü tertemiz bir hâle kor.
  19. Ve hiçbir kimseden, bir nîmetle mükâfatlanmayı dilemez.
  20. Yaptığını, ancak yücelerden yüce Rabbinin rızâsı için yapar.
  21. Ve o da, râzı olacaktır ondan.
Yazar: Adem Uğur - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye,
  2. Açılıp ağardığı vakit gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki,
  4. Sizin işleriniz başka başkadır.
  5. Artık kim verir ve sakınırsa,
  6. Ve en güzeli de tasdik ederse,
  7. Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
  8. Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar,
  9. Ve en güzeli de yalanlarsa,
  10. Biz de onu en zora hazırlarız.
  11. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
  12. Doğru yolu göstermek bize aittir.
  13. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
  14. (Ey insanlar!) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.
  15. O ateşe, ancak kötü olan girer.
  16. Öyle kötü ki, yalanlayıp yüz çevirmiştir.
  17. En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur.
  18. O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.
  19. Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.
  20. O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
  21. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
Yazar: Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı Meal ve Sözlük
  1. Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun,
  2. Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana;
  4. Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
  5. Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,
  6. Ve en güzel olanı doğrularsa,
  7. Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
  8. Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
  9. Ve en güzel olanı yalan sayarsa,
  10. Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
  11. Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
  12. Şüphesiz, Bize ait olan, yol göstermektir.
  13. Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) Bizimdir.
  14. Artık sizi, ´alevleri kabardıkça kabaran´ bir ateşle uyardım.
  15. Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
  16. Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
  17. Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.
  18. Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.
  19. Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
  20. Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
  21. Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.
Yazar: Ali Fikri Yavuz - Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meal-i Alisi
  1. And olsun, bürüdüğü zaman geceye,
  2. Açılıb aydınlandığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana ki:
  4. Muhakkak çalışmanız çeşit çeşittir.
  5. Amma kim (Allah yolunda harcar) verir ve Allah’dan korkarsa,
  6. O en güzel kelimeyi, (Lâ ilahe İllAllah sözünü) tasdik ederse,
  7. Biz, onu, (Allah’ın razı olacağı) en kolay yola hazırlarız.
  8. Fakat kim cimrilik eder (dünya malına razı olur, Allah’ına) ihtiyaç göstermez,
  9. Bir de en güzel kelimeyi (tevhidi) inkâr ederse;
  10. Biz de onu, en şiddetli yola (ateşe) hazırlarız.
  11. (Cehennem çukuruna) düştüğü zaman, onu malı kurtaramıyacak,
  12. Muhakkak ki bize düşen, doğru yolu göstermektir.
  13. Şübhe yok ki hem ahiret, hem dünya bizimdir.
  14. İşte sizi, alevlendikçe alevlenen bir ateşle korkuttum.
  15. Girer oraya ancak kâfir olan,
  16. (Peygamberleri) inkâr eden ve (imandan) yüz çeviren...
  17. Uzaklaştırılacaktır ondan, takva sahibi olan,
  18. Malını (hayra) veren, (gösteriş yapmıyarak) temizlenen...
  19. Onda, (bu takva sahibinde) hiç kimsenin bir nimeti yoktur ki, (yaptığı hayırlı amel) o nimete karşılık tutulmuş olsun.
  20. O, ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için verir.
  21. Muhakkak o, ileride (Allah’ın kendisine ihsan edeceği cennet nimetlerinden ötürü) razı olacaktır. (Bu ayeti-i kerimeler, Hz. Ebu Bekir efendimizin Hz. Bilâl’i satın alarak kölelikten kurtarması üzerine, kendileri hakkında nazil olmuşlardır).
Yazar: Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı
  1. Kararip ortaligi burudugu zaman geceye and olsun.
  2. Acilip aydinlattigi zaman gunduze and olsun.
  3. Erkegi ve disiyi yaratana and olsun ki:
  4. Dogrusu sizin calismalariniz cesitlidir.
  5. (5-7) Elinde bulunandan verenin, Allah´a karsi gelmekten sakinanin, en guzel soz olan Allah´in birligini dogrulayanin islerini kolaylastiririz.
  6. (5-7) Elinde bulunandan verenin, Allah´a karsi gelmekten sakinanin, en guzel soz olan Allah´in birligini dogrulayanin islerini kolaylastiririz.
  7. (5-7) Elinde bulunandan verenin, Allah´a karsi gelmekten sakinanin, en guzel soz olan Allah´in birligini dogrulayanin islerini kolaylastiririz.
  8. (8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah´tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz.
  9. (8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah´tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz.
  10. (8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah´tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz.
  11. O kimse olup atese yuvarlandigi zaman, mali ona fayda vermez.
  12. Bize dusen sadecedogru yolu gostermektir.
  13. suphesiz ahiret de, dunya da Bizimdir.
  14. Sizi alevler sacan atesle uyardim;
  15. (15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz.
  16. (15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz.
  17. (17-18) Arinmak icin malini veren, en cok sakinan kimse ise ondan uzak tutulur.
  18. (17-18) Arinmak icin malini veren, en cok sakinan kimse ise ondan uzak tutulur.
  19. (19-20) O yaptigi iyiligi birinden karsilik gormek icin degil, ancak yuce Rabbinin hosnudlugunu gozeterek yapmistir.
  20. (19-20) O yaptigi iyiligi birinden karsilik gormek icin degil, ancak yuce Rabbinin hosnudlugunu gozeterek yapmistir.
  21. Elbette kendisi de hosnut olacaktir. *
Yazar: Celal Yıldırım - Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali
  1. (Karanlığıyla ortalığı) bürüdüğü zaman geceye,
  2. (Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,
  4. Gerçekten sizin çalışıp çabalamanız dağınık (yönde farklı amaçlara yönelik)tir.
  5. (5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız.
  6. (5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız.
  7. (5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız.
  8. (8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız.
  9. (8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız.
  10. (8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız.
  11. Başaşağı gelip (Cehennem´e) yuvarlandığı zaman malı ona yarar sağlamaz.
  12. Şüphesiz ki bize gereken, doğru yolu göstermektir.
  13. ve elbette Âhiret de, Dünya da bize aittir.
  14. Sizi, köpürüp dalga dalga alevleri yükselen ateşle uyardım.
  15. Ona, ancak en bedbaht olan varıp girer.
  16. O bedbaht ki (Hakk´ı) yalanlayıp arkasını dönmüştür.
  17. (17-18) (Allah´tan) saygı ile korkup (fenalıklardan) en çok sakınan ve arınmak için malını (Allah yolunda) veren de o ateşten uzaklaştırılır.
  18. (17-18) (Allah´tan) saygı ile korkup (fenalıklardan) en çok sakınan ve arınmak için malını (Allah yolunda) veren de o ateşten uzaklaştırılır.
  19. O´nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur.
  20. Ancak karşılığını sırf o çok yüce Rabbın´dan bekleyerek yaptığı (iyilik) mükâfatlandırılır.
  21. Ve elbette (böylesi) ileride razı olacaktır.
Yazar: Diyanet - Diyanet 1
  1. (Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun,
  2. Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki,
  4. Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir.
  5. (5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
  6. (5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
  7. (5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
  8. (8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
  9. (8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
  10. (8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
  11. Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
  12. Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.
  13. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
  14. Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.
  15. (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
  16. (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
  17. (17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.
  18. (17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.
  19. (19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
  20. (19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).
  21. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.
Yazar: Diyanet - Diyanet 2
  1. (1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır.
  2. (1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır.
  3. (1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır.
  4. (1-4) (Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır.
  5. (5-7) Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
  6. (5-7) Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
  7. (5-7) Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
  8. (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
  9. (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
  10. (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
  11. (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
  12. (12-13) Doğru yolu göstermek bize aittir. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
  13. (12-13) Doğru yolu göstermek bize aittir. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
  14. (Ey insanlar!) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.
  15. (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer.
  16. (15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer.
  17. (17-18) Temizlenmek üzere malını hayra veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur.
  18. (17-18) Temizlenmek üzere malını hayra veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur.
  19. (19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
  20. (19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
  21. (19-21) Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Andolsun bürürken o geceye,
  2. açıldığı zaman o gündüze,
  3. erkeği ve dişiyi yaratana ki,
  4. sizin çabanız dağınıktır
  5. Ama bundan böyle her kim vergi verir korunursa
  6. ve en güzeli doğrularsa
  7. Biz onu en kolayına kolaylayacağız.
  8. Her kim de cimrilik eder, kendisini müstağni sayar
  9. ve en güzeli yalanlarsa;
  10. onu da en zor olana hazırlayacağız.
  11. Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramayacak!
  12. Kesinlikle doğru yolu göstermek Bize aittir.
  13. Kuşkusuz sonu da Bizim önü de Bizim (ahiret de Bizimdir dünya da)!
  14. Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
  15. Ona ancak en bedbaht olan yaslanır.
  16. O ki, yalanlamış ve tersine gitmiştir.
  17. O en çok takva sahibi olan ise ondan çok uzaklaştırılacaktır!
  18. O ki, malını verir, temizlenir.
  19. Ve onda hiç kimsenin mükafat edilecek bir nimeti yoktur.
  20. Ancak yüceler yücesi Rabbinin rızasını aramak için verir.
  21. Ve mutlaka o hoşnutluğa erecektir.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali (Sadeleştirilmiş)
  1. Örttüğü zaman geceye,
  2. Açıldığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,
  4. Gerçekten sizin işiniz başka başkadır.
  5. Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,
  6. Ve en güzel olanı doğrularsa,
  7. Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.
  8. Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.
  9. Ve en güzeli de yalanlarsa,
  10. Onu da en zor yola hazırlarız.
  11. Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
  12. Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.
  13. Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.
  14. Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
  15. Ona ancak en azgın olan girer.
  16. Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.
  17. En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır.
  18. O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.
  19. Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.
  20. O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
  21. Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır.
Yazar: Seyyid Kutub - Fizilal-il Kuran
  1. Örttüğü zaman geceye andolsun,
  2. Ortaya çıkıp göründüğü zaman gündüze andolsun,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun.
  4. Sizin işiniz çeşit çeşittir,
  5. Kim verir korunursa,
  6. ve en güzel sözü doğrularsa,
  7. Onu en kolay başarıya ulaştırırız.
  8. Fakat kim cimrilik eder, kendini zengin görüp kendisini Allah´tan müstağni sayarsa,
  9. Ve en güzel sözü de yalanlarsa,
  10. Biz de onu en zora yöneltiriz.
  11. Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
  12. Doğru yola iletmek bize aittir.
  13. Şüphesiz ahiret de dünya da bize aittir.
  14. Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.
  15. Ona ancak bedbaht kimse girer.
  16. O ki yalanladı ve döndü.
  17. En çok korkan ondan uzak tutulur.
  18. O ki malını Allah rızası için vererek arınır, yücelir.
  19. O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için yapmaz.
  20. Ancak yüce Rabbinin hoşnutluğunu gözeterek yapar.
  21. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.
Yazar: Gültekin Onan - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Sarıp örttüğü zaman geceye andolsun,
  2. Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana;
  4. Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
  5. Fakat kim verir ve korkup sakınırsa,
  6. Ve en güzel olanı doğrularsa,
  7. Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
  8. Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
  9. Ve en güzel olanı yalan sayarsa,
  10. Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
  11. Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
  12. Şüphesiz, bize ait olan, yol göstermektir.
  13. Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) bizimdir.
  14. Artık sizi, ´alevleri kabardıkça kabaran´ bir ateşle uyardım.
  15. Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
  16. Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
  17. Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.
  18. Ki o, malını vererek temizlenip arınır.
  19. Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.
  20. Ancak yüce rabbinin rızasını aramak için (verir).
  21. Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.
Yazar: Hasan Basri Çantay - Kur'an Meali - Kur’an-ı Hakim Ve Meal-i Kerim
  1. Andolsun: Bürüyüb örtdüğü zaman geceye,
  2. açıl (ıb ağar) dığı zaman gündüze,
  3. erkeği ve dişiyi yaradana,
  4. ki hakıykaten sizin sa´y (-ü amel) iniz bölüm bölüm (çeşid çeşid) dir.
  5. (Bundan sonra) kim verir ve sakınırsa,
  6. o en güzeli de tasdıyk ederse,
  7. biz de onu en kolaya hazırlarız.
  8. Amma kim cimrilik eder, kendisini müstağnî görür,
  9. ve o en güzeli yalanlarsa,
  10. biz de ona en güc olanı kolaylaşdırırız.
  11. O, helak olduğu zaman malı kendisine asla fâide vermez.
  12. Şübhesiz bize âid olan, her halde doğru yol (u göstermekdir).
  13. Elbet âhiret de, dünyâ da bizimdir.
  14. İşte ben size alevlendikce alevlenen bir ateş (in tehlikesin) i haber verdim.
  15. Ki ona en bedbaht olandan başkası girmez.
  16. (öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz çevirmişdir.
  17. (17-18) Halbuki çok sakınan, malını (Allah nezdinde sırf) temizlenmek için veren ondan uzaklaşdırılacakdır.
  18. (17-18) Halbuki çok sakınan, malını (Allah nezdinde sırf) temizlenmek için veren ondan uzaklaşdırılacakdır.
  19. Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek — hiçbir ni´met (ve minnet) i yokdur,
  20. O, (bunu) sırf O çok yüce Rabbinin rızaasını aramak (için yapmışdır).
  21. Her halde kendisi de ileride hoşnuud olacakdır.
Yazar: İbni Kesir - Büyük Kuran Tefsiri
  1. Andolsun bürüyüp örttüğü zaman, geceye,
  2. Açıldığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana.
  4. Doğrusu sizin çalışmalarınız bölüm bölümdür.
  5. Kim verir ve sakınırsa;
  6. En güzeli de tasdik ederse,
  7. Biz de onu en kolaya muvaffak kılarız.
  8. Ama kim de cimrilik eder ve kendini müstağni sayarsa;
  9. Ve en güzeli yalanlarsa,
  10. Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız.
  11. Halbuki düştüğü zaman, malı o kimseye asla fayda vermez.
  12. Şüphesiz ki, Bizim üzerimizedir hidayet.
  13. Ve hiç şüphesiz ahiret de, dünya da Bizimdir.
  14. Sizi alevler saçan ateşle uyardım.
  15. Oraya ancak en azgın olan girer.
  16. Yalanlayıp yüz çevirmiş olan,
  17. En çok sakınan ise; ondan uzak tutulur.
  18. Ki o, malını temizlemek için verir.
  19. O´nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.
  20. Ancak yüce Rabbının hoşnudluğunu gözetmek içindir.
  21. Elbette kendisi de hoşnud olacaktır.
Yazar: İskender Ali Mihr - Kur'ân-ı Kerim Lafz-ı ve Ruhu Tefsiri
  1. Örteceği zaman geceye andolsun.
  2. Ve tecelli edeceği (aydınlanmaya başlayacağı) an gündüze.
  3. Ve erkeği ve dişiyi yaratana (andolsun).
  4. Muhakkak ki sizin çalışmalarınız (çabalarınız) gerçekten dağınıktır (çeşit çeşittir).
  5. Fakat kim verdi (infâk etti) ve takva sahibi oldu ise.
  6. Ve Hüsna´yı (Allah´ın Zat´ını görmeyi) tasdik etti ise.
  7. O zaman Biz ona, (Allah´ın Zat´ını kolayca görmesi) için kolaylık sağlayacağız.
  8. Ve fakat kim cimrilik etti ve kendini müstağni (hiçbir şeye muhtaç olmayan, zengin ve kendi kendine yeterli) gördü ise.
  9. Ve Hüsna´yı (Allah´ın Zat´ını görmeyi) yalanladı ise.
  10. O taktirde Biz, ona zor olanı (kötü akıbete götüren yolu) kolaylaştıracağız.
  11. Ve helâk olduğu zaman, malı ona fayda vermez.
  12. Muhakkak ki hidayete erdirmek mutlaka Bize aittir.
  13. Ve muhakkak ki, evvel ve ahir elbette Bizimdir.
  14. İşte sizi yakıcılığı gittikçe artan bir ateşle uyardım.
  15. Ona çok şâkî olandan başkası yaslanmaz (atılmaz).
  16. O ki (çok şâkî olan), (Hüsna´yı) yalanladı ve yüz çevirdi.
  17. Çok takva sahibi olan ise ondan (narı telazzadan) uzaklaştırılacak.
  18. O ki (en üst seviyede takva sahibi olan), malını verir, temizlenir.
  19. Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O´nun (Allah´ın) katında, “bir ni´met karşılığı olsun” diye değildir.
  20. O sadece, Yüce Rabbinin Vechi´ni (Zat´ını) ibtiga etti (diledi).
  21. Ve o, yakında mutlaka razı olacak.
Yazar: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı Meal-Tefsir
  1. Düşün (yeryüzünü) karanlığa boğan geceyi,
  2. ve aydınlığı yükselten gündüzü!
  3. Erkeğin ve dişinin yaratılışını düşün!
  4. Gerçekte, (ey insanlar,) siz çok çeşitli hedefler peşindesiniz!
  5. Her kim (başkaları için) harcar ve Allah´a karşı sorumluluk bilinci taşırsa,
  6. ve nihai güzelliğin/iyiliğin gerçekliğine inanırsa,
  7. işte onun için (nihai) huzur ve rahatlığa giden yolu kolaylaştıracağız.
  8. Cimrilik yapana ve kendi kendine yeterli olduğunu zannedene,
  9. ve nihai güzelliği/iyiliği yalanlayana gelince,
  10. onun için zorluğa ve sıkıntıya giden yolu kolaylaştırırız:
  11. bakalım serveti onu koruyacak mı (mezarına) girdiği zaman?
  12. Bakın, Bize düşen doğru yolu göstermektir;
  13. ve hem öteki dünya, hem de (hayatınızın) bu ilk bölümü (üzerindeki hakimiyet) Bize aittir:
  14. İşte, sizi alevler saçan ateşe karşı uyarıyorum;
  15. (öyle bir ateş ki) kimse girmez, en onulmaz azgınlar dışında,
  16. hakikati yalanlayan ve (ondan) yüz çeviren (azgınlar).
  17. Ama, Allah´a karşı sorumluluğunun bilincinde olanlar (ateşten) uzak kalacak:
  18. arınmak için servetini (başkalarına) harcayanlar,
  19. gördüğü bir iyiliğin karşılığı olarak değil,
  20. ama yalnızca yüce Rabbinin rızasını kazanmak için:
  21. işte böyleleri de, zamanı geldiğinde sevinci tadacaklar.
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen - Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali
  1. (1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze.
  2. (1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze.
  3. Ve erkeği ve dişiyi yaradana.
  4. Şüphe yok ki sizin çalışmanız dağınıktır.
  5. Artık kim infak etti ve ittikada bulundu ise.
  6. (6-7) Ve en güzel olanı tasdik etti ise. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz.
  7. (6-7) Ve en güzel olanı tasdik etti ise. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz.
  8. Amma kim cimrilikte bulundu ve istiğna gösterdi ise,
  9. Ve en güzeli tekzîp etti ise.
  10. Onu da en zor olan için kolayca iletiriz.
  11. Ve aşağıya düştüğü zaman, onu malı kurtaramıyacaktır.
  12. Şüphe yok ki hidâyet yolunu göstermek Bize aittir.
  13. Ve muhakkak ki, ahiret de, dünya da Bizimdir.
  14. Artık sizi alev saçıp duran bir ateş ile korkuttum.
  15. Ona en şakî olandan başkası girmez.
  16. Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz çevirmiştir.
  17. Ve çok muttakî olan ise ondan uzaklaştırılacaktır.
  18. Öyle muttakî ki, malını verir temizlenir.
  19. Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın.
  20. Ancak pek yüce olan Rabbinin rızasını aramak için (infakta bulunur).
  21. Ve andolsun herhalde razı olacaktır.
Yazar: Suat Yıldırım - Kura'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali
  1. Karanlığı ile ortalığı bürüdüğü zaman gece hakkı için
  2. Açılıp parladığı zaman gündüz
  3. Erkeği de, dişiyi de yaratan kudret hakkı için ki
  4. Sizin işleriniz çeşit çeşittir
  5. Malını Allah yolunda harcayıp O´na saygı duyarak haramdan sakınan
  6. O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) tasdik eden kimseyi
  7. Biz de en kolay yola muvaffak ederiz
  8. Cimri davranan, bir de kendini güçlü sanıp Allah´tan müstağni gören
  9. O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) yalan sayanı ise, en güç yola sardırırız
  10. O, aşağıya doğru yuvarlanırken malı kendisine hiç fayda etmez.
  11. Doğru yolu göstermek elbette Bizim işimizdir
  12. Âhiret gibi dünya da elbette Bize aittir
  13. İşte Ben, sizi alev saçan bir ateşe karşı uyarıyorum
  14. O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez
  15. Ama Allah´a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan ise ondan uzak tutulur
  16. O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez
  17. Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister
  18. Kendisi de ukbada elbet hoşnut olur
Yazar: Süleyman Ateş - Kuran'ı Kerim Meali
  1. Örttüğü zaman geceye andolsun,
  2. Göründüğü zaman gündüze andolsun,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki,
  4. Sizin işiniz çeşit çeşittir:
  5. Kim (hayır için) verir, korunursa,
  6. Ve en güzel (söz)ü doğrularsa,
  7. Ona en kolay (yolda gitmey)i kolaylaştırırız.
  8. Kim de cimrilik eder, kendini zengin (ve kendine yeterli) görürse,
  9. Ve en güzel (söz)ü de yalanlarsa,
  10. Ona da en güç (yolda gitmey)i kolaylaştırırız.
  11. Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
  12. Doğru yola iletmek bize âittir.
  13. Son da ilk de (âhiret de dünyâ da) bizimdir.
  14. Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.
  15. Ona ancak haydut olan girer.
  16. O ki, yalanlandı ve sırtını döndü.
  17. En çok korunan da ondan uzak tutulur.
  18. O ki malını hayra vererek arınır, yücelir.
  19. Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni´meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil),
  20. Yalnız yüce Rabbinin rızâsı için verir.
  21. Yakında kendisi de (Allâh´ın verceği ni´metle) râzı olacaktır.
Yazar: Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
  1. Bürüdüğü zaman geceye and olsun.
  2. Ortaya çıktığı zaman gündüze.
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana..
  4. Doğrusu sizin çalışmalarınız çeşit çeşittir.
  5. Kim (malından) verir ve korunursa..
  6. En güzeli tasdik ederse.
  7. Biz de ona kolay olması için başarı vereceğiz.
  8. Kim de cimrilik eder ve kendini ihtiyaçsız görürse..
  9. En güzeli yalanlarsa..
  10. Biz de ona zorluğu kolaylaştırırız.
  11. Baş aşağı düştüğü zaman malı ona bir yarar sağlamaz.
  12. Doğru yolu göstermek bize düşer.
  13. Şüphesiz ahiret de dünya da bize aittir.
  14. Sizi, alev saçan ateşe karşı uyardım.
  15. Ona ancak isyankar olanlar girecektir.
  16. Yalanlayan, yüz çeviren..
  17. Takva sahibi ondan uzak tutulacaktır.
  18. Malını veren ve arınan..
  19. Hiç kimseden bir karşılık, nimet beklemez.
  20. Sadece yüce Rabbi’nin hoşnutluğunu kazanmak için..
  21. Elbette o da hoşnut olacaktır.
Yazar: Ebu'l Al'a Mevdudi - Tefhim-ul Kuran
  1. Sarıp örttüğü zaman geceye andolsun,
  2. Parıldayıp aydınlandığı zaman gündüze,
  3. Erkeği ve dişiyi yaratana;
  4. Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
  5. Fakat kim verir ve korkup sakınırsa,
  6. Ve en güzel olanı doğrularsa,
  7. Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
  8. Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
  9. Ve en güzel olanı da yalan sayarsa,
  10. Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
  11. Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
  12. Şüphesiz, bize ait olan, yol göstermektir.
  13. Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) bizimdir.
  14. Artık sizi, ´alevleri kabardıkça kabaran´ bir ateşle uyardım.
  15. Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
  16. Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
  17. Korkup sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.
  18. Ki o, malını vererek temizlenip arınır.
  19. Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur;
  20. Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir) .
  21. Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,
  2. Ve parıldadığı zaman gündüze,
  3. Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana,
  4. Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır.
  5. Kim verir ve sakınırsa,
  6. Ve güzeli doğrularsa,
  7. Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız.
  8. Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür,
  9. Ve güzelliği yalanlarsa,
  10. Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.
  11. Aşağı yuvarlandığında malı onu kurtarmayacaktır.
  12. Yemin olsun, doğruya ve güzele kılavuzlamak sadece bizim işimizdir.
  13. Sonrası da öncesi de sadece bizimdir.
  14. Ben sizi, köpürerek yanan bir ateşe karşı uyardım.
  15. Şiddete çok düşkün bedbahttan başkası girmez ona.
  16. Yalanlamış, sırtını dönmüştü o.
  17. İyice sakınan da ondan uzak tutulur.
  18. O ki, temizlenip arınsın diye malını verir.
  19. Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.
  20. Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.
  21. Yakında mutlaka hoşnut olacaktır.