Tahrim

التَّحْر۪يمِ

Yazar: Abdulbakî Gölpınarlı - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Ey Peygamber, eşlerinin râzılığını arayarak ne diye Allah´ın sana helâl ettiğini kendine harâm etmedesin ve Allah, suçları örter, rahîmdir.
  2. Gerçekten de Allah, kefâretle yeminlerinizi bozmanızı, size meşrû etmiştir ve Allah´tır yardımcınız ve odur bilen ve rahîm olan.
  3. Ve hani Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şey söylemişti de o, bu sözü, başkasına haber verince ve Allah da bunu, Peygambere açınca Peygamber, bu olayın bir kısmını söylemiş, bir kısmındansa vazgeçmiş, söylememişti. Peygamber, bunu eşine haber verince o, kim haber verdi bunu sana demişti, o da demişti ki: Her şeyi bilen haber verdi bana, her şeyden haberdar olan.
  4. İkiniz de tövbe ederseniz Allah´a; çünkü gerçekten de gönülleriniz suça meyletmiştir; ve fakat Peygamberin aleyhine, birbirinize arka verirseniz artık o Allah´tır onun yardımcısı ve Cibrîl´dir ve inananların en temizi ve melekler de bunlardan sonra ona arkadır, yardımcıdır.
  5. Umulur ki sizi boşarsa Rabbi ona, sizin yerinize sizden de hayırlı Müslüman, inanmış itâatli, tövbekâr, ibâdette bulunan, ömrünü itâatle geçiren dul ve kız eşler verir.
  6. Ey inananlar, koruyun kendinizi ve ailenizi o ateşten ki yakacağı şeyler, insanlardır ve kibrit taşlarıyla da harâreti ve alevi çoğalıp durur, kalpleri katı ve kuvvetli melekler de ona memûrdur ki Allah ne emrettiyse isyân etmezler ve emredildikleri şeyi işlerler.
  7. Ey kâfir olanlar, bugün özür getirmeyin; ancak ne yaptıysanız onun karşılığıyla cezâlanacaksınız.
  8. Ey inananlar, tövbe edin Allah´a hâlis bir tövbeyle; umulur ki Rabbiniz; kötülüklerinizi örter ve sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, o gün Allah, Peygamberi ve inananlardan onunla berâber bulunanları horlamaz, nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar, parlar da Rabbimiz derler, nûrumuzu tamamla, kuvvetlendir bize ve ört suçlarımızı bizim, şüphe yok ki senin, her şeye gücün yeter.
  9. Ey Peygamber, savaş kâfirlerle ve münâfıklarla ve sert davran onlara ve yurtları cehennemdir onların ve orası, dönülüp gidilecek ne kötü yerdir.
  10. Allah, kâfir olanlara, Nûh´un karısıyla ve Lût´un karısıyla örnek getirmededir; ikisi de, temiz kullarımızdan ikisinin nikâh altındaydı, derken onlara karşı hâinlikte bulundular da o iki temiz kul, hiçbir sûretle onları kurtaramadı Allah´ın cezâsından ve onlara girin denildi ateşe, girenlerle berâber.
  11. Ve gene Allah, inananlara, Firavun´un karısını örnek getirmede; hani Rabbim demişti, bana cennette bir ev kur ve beni kurtar Firavun´dan ve yaptığı şeyden ve beni kurtar zâlim topluluktan.
  12. Ve İmran kızı Meryem´le örnek getirmede ki o, ırzını korumuştu, derken biz, ona rûhumuzdan üfürmüştük ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını gerçekleştirmişti ve o, itâat edenlerdendi.
Yazar: Adem Uğur - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allah´ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  2. Allah, (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah´tır. O, bilendir, hikmet sahibidir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber´e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.
  4. Eğer ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber´e karşı birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
  5. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah´a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bâkire eşler verebilir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
  7. Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).
  8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah´a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nûrları aydınlatıp gider de, "Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin" derler.
  9. Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!
  10. Allah, inkâr edenlere, Nuh´un karısı ile Lût´un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah´tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
  11. Allah, inananlara da Firavun´un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti.
  12. İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem´i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.
Yazar: Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı Meal ve Sözlük
  1. Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah´ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
  2. Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  3. Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.
  4. Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah´a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü´minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
  5. Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü´min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler´ verir.
  6. Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
  7. Ey inkar edenler, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
  8. Ey iman edenler, Allah´a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."
  9. Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı ´sert ve caydırıcı´ davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
  10. Allah, inkar edenlere, Nuh´un eşini ve Lut´un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Allah´tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateşe diğer girenlerle birlikte girin" denildi.
  11. Allah, iman edenlere de Firavun´un karısını örnek verdi. Hani demişti ki: "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
  12. İmran´ın kızı Meryem´i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.
Yazar: Ali Fikri Yavuz - Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meal-i Alisi
  1. Ey Peygamber! Zevcelerinin gönül rızasını arayarak Allah’ın sana helâl kıldığını niçin haram edersin. Bununla beraber (üzülme) Allah Gafûrdur= mağfireti boldur, Rahîm’dir= çok merhametlidir. (Rivayet edildiğine göre; Peygamber Aleyhisselâtü vesselâm bir defa Hz. Hafsa’nın gününde, diğer zeceleri bulunan Hz. Mariye ile beraber bulunmuşlar. Buna üzülen Hafsa’nın gönlünü almak için Mariye’yi kendilerine haram kıldılar. İşte bu ayet-i kerime, bu hadise üzerine nazil olmuş ve Hz. Peygamberin de zellesi bağışlanmıştır.)
  2. Allah, yeminlerinizin (keffaret sûretiyle) çözülmesini size meşrû kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır; ve O, Alîm’dir= her şeyi bilir, Hakîmdir= bütün işlerinde hikmet sahibidir.
  3. Hani Peygamber zevcelerinden birine, (Hafsa’ya Mariye’yi kendisine haram kıldığına dair) gizli bir söz söylemişti. Bunun üzerine o (Hafsa), bunu (Hz. Aişe’ye) haber verince; Allah da Peygambere onu (Hafsa’nın ifşasını) açıkladı. Peygamber de, (Hafsa’nın Aişe’ye söylediklerinden) bir kısmını (Hafsa’ya) bildirmiş, bir kısmından bahs etmemişti. Peygamber, ona bu şekilde anlatıverince, (Hafsa): “- Bunu sana kim haber verdi.” dedi. Peygamber de buyurdu ki: “- Bana, her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah haber verdi.”
  4. (Ey Hafsa ve Aişe, Peygambere ettiğiniz bu eziyyetten) eğer ikiniz de Allah’a tevbe ederseniz ne güzel; çünkü (Peygamberi dinlemek hususunda) kalbleriniz eğildi. Yok eğer (kıskançlık ederek) Peygamberin aleyhinde birbirinizle yardımlaşırsanız, bilmiş olunuz ki, Allah O’nun yardımcısıdır, Cebrâil de, müminlerin salih olanı da... Bunların arkasından bütün melekler de O’na yardımcıdır.
  5. Olur ki O’nun Rabbi, -eğer Peygamber sizi boşarsa- yerinize sizden daha hayırlı zevceler verir O’na... Öyle ki, müslüman kadınlar, mümin kadınlar, devamlı ibadet eden kadınlar, günahlarından tevbe eden kadınlar, Allah için ibadet eden kadınlar, oruç tutan kadınlar, dullar ve bakireler...
  6. Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır. (O ateşin) üzerinde öyle melekler vardır ki, çok sert, çok kuvvetlidirler. Allah kendilerine ne emretti ise, ona isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.
  7. (Kâfirler ateşi gördükleri zaman, kendilerine şöyle denilir): “- Ey kâfirler! Bugün (nafile) özür dilemeyin; siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.”
  8. Ey iman edenler! Allah’a öyle tevbe edin ki, tam bir pişmanlıkla halis bir tevbe olsun; olur ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örter ve sizi, (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyar. O gün Allah, Peygamberini ve O’nunla beraber iman edenleri utandırmıyacaktır. (Sırat üzerinde) nurları önlerinde ve sağlarında koşub parlayacak; şöyle diyeceklerdir: “- Ey Rabbimiz! Bizim nûrumuzu tamamla, (bu Sırat üzerinde nûrları sönen münafıklar gibi bizleri yapma). Bizi bağışla; muhakkak ki sen, her şeye kadirsin.”
  9. Ey Peygamber! Kâfirlere (kılıç ile), münâfıklara (öğüd ve şiddetle) savaş aç; onlara karşı sert davran. Onların barınakları cehennemdir. O, ne fena dönüş yeridir!...
  10. Allah, kâfirlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını bir misal yaptı. O iki kadın, kullarımızdan birer salih kulun (Nûh ile Lût peygamberin) nikâhları altında idiler. Böyle iken (iman hususunda) kocalarına hainlik ettiler. Onun için kocaları da onları Allah’ın azabından zerrece kurtaramadı. O iki kadına şöyle denildi: “- Girin ateşe, diğer girenlerle beraber...”
  11. Allah, iman edenlere de Firavun’un hanımını bir misal yaptı. O vakit, bu kadın şöyle demişti: “- Ey Rabbim! Senin katında benim için cennetde bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun amelinden kurtar; beni o zalimler topluluğundan kurtar.”
  12. Bir de İmran’ın kızı Meryem’i (misal yaptı) ki, ırzını pek sağlam korumuştu. Biz de ona ruhumuzdan, (vasıtasız olarak yarattığımız ruhdan) üfledik, intikal ettirdik. O, Rabbinin bütün dinî hükümlerini ve kitablarını tasdik etti. Hem o, ibadete devam edenlerden idi.
Yazar: Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı
  1. Eslerinin rizasini gozeterek, Allah´in sana helal kildigi seyi nicin kendine yasak ediyorsun? Allah bagislayandir, aciyan´dir.
  2. Allah suphesiz size, yeminlerinizi keffaretle geri almanizi mesru kilmistir. Allah sizin dostunuzdur. O, bilendir, Hakim´dir.
  3. Peygamber, eslerinden birine gizlice bir soz soylemisti. O, bunu peygamberin diger bir esine haber verince, Allah da peygambere durumu bildirmis, o da bir kisminin yuzune vurmus bir kisminin yuzune vurmaktan geri durmustu. Esine, gizlice soyledige seyi baskasina nakletmis oldugunu bildirince, esi: «Bunu sana kim haber verdi?» demis, o da: «Bana, herseyi bilen ve herseyden haberdar olan Allah haber verdi» demisti.
  4. Ey Peygamber´in esleri! Eger ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz, kaymis olan kalpleriniz duzelmis olur. Eger esinizin aleyhinde yardimlasarak bir sey yapmaga kalkarsaniz, bilin ki Allah onun dostu, bundan baska Cebrail, iyi muminler ve melekler de yardimcisidir.
  5. Ey Peygamber´in esleri! Eger o sizi bosarsa, Rabbi ona; sizden daha iyi olan, kendini Allah´a veren, inanan, boyun egen, tevbe eden, kulluk eden, oruc tutan, dul ve bakire esler verebilir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve coluk cocugunuzu cehennem atesinden koruyun; onun yakiti, insanlar ve taslardir; gorevlileri, Allah´in kendilerine verdigi emirlere bas kaldirmayan, kendilerine buyrulanlari yerine getiren pek hasin meleklerdir.
  7. «Ey inkar edenler! Bugun ozur beyan etmeyin, ancak islediklerinizin karsiligini gormektesiniz» denir. *
  8. «Ey inananlar! Yurekten tevbe ederek Allah´a donun ki, Rabbiniz kotuluklerinizi ortsun, sizi, iclerinden irmaklar akan cennetlere koysun. Allah´in peygamberini ve onunla beraber olan muminleri utandirmayacagi o gun, isiklari onlerinde ve defterleri saglarindan verilmis olarak yururler ve: «Rabbimiz! Isigimizi tamamla, bizi bagisla, dogrusu Sen herseye Kadir´sin» derler.
  9. Ey Peygamber! Inkarcilarla ve ikiyuzlulerle savas; onlara karsi sert davran. Onlarin varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur!...
  10. Allah, inkar edenlere, Nuh´un karisiyla Lut´un karisini misal gosterir: Onlar, kullarimizdan iki iyi kulun nikahi altinda iken onlara karsi hainlik edip inkarlarini gizlemislerdi de iki peygamber Allah´tan gelen azabi onlardan savamamislardi. O iki kadina: «Cehenneme girenlerle beraber siz de girin» dendi.
  11. Allah, inanlara Firavun´un karisini misal gosterir: O: «Rabbim! Katindan bana cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun islediklerinden kurtar; beni zalim milletten kurtar» demisti.
  12. Mahrem yerini korumus olan Imran kizi Meryem de bir misaldir. Ona ruhumuzdan uflemistik; Rabbinin sozlerini ve kitablarini tasdik etmisti; o, Bize gonulden itaat edenlerdendi. *
Yazar: Celal Yıldırım - Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arzulayarak Allah´ın sana helâl kıldığını neden kendine haram ediyorsun ? Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
  2. Şüphesiz ki Allah, yeminlerinizin çözümünü (keffaret vermeniz suretiyle) helâl kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur, sâhibinizdir. O, bilendir, hikmet sahibidir.
  3. Hani bir ara Peygamber, eşlerinden bir kısmına gizli bir söz söylemişti ; o da bu sözü (Peygamber´in diğer bir eşine) haber verince, Allah, bu durumu Peygamberine açtı. O da kendisine açılan bilginin bir kısmını açıklamış, bir kısmını açıklamaktan vazgeçmişti. Peygamber, olup biteni o eşine haber verince, o, «bunu kim size haber verdi ?» dedi. Peygamber de: «Bana (her şeyi) bilen, (her şeyden) haberli olan (Allah) bildirdi» dedi.
  4. (Ey Peygamberin iki eşi!) Eğer ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz (Allah bağışlayandır). Çünkü gerçekten kalbleriniz (vâcib olandan) meyletmiştir. Yok eğer Peygambere karşı birbirinize arka olursanız; şüphesiz ki Allah, O´nun dostu ve sahibidir ; sonra da Cibril, sâlih mü´minler ve melekler O´nun yardımcısıdır.
  5. Eğer O sizi boşayacak olursa, umulur ki, Rabbi O´na sizin yerinize sizden daha hayırlı hakka teslimiyet gösteren, inanan, Allah´a itaat edip ümit bağlayan, tevbe eden, ibâdete devam gösteren, oruç tutan dul ve bakire kadınları verir.
  6. Ey imân edenler! Kendinizi ve ailenizi Cehennem ateşinden koruyun ki onun yakıtı insan ve taştır; üzerinde kaba yapılı sert tabiatlı görevli melekler bulunuyordur; Allah´ın kendilerine emrettiği hususlarda O´na karşı gelmezler; emrolundukları şeyleri (kusursuz) yerine getirirler.
  7. Ey küfre sapanlar! Bugün özür dilemeye heveslenmeyin. Çünkü ancak yapageldiğinize karşılık cezalandırılacaksınız..
  8. Ey imân edenler! Tam bir pişmanlık, gönül huzuru içinde gösterişten uzak ölçüde Allah´a tevbe ediniz. Umulur ki Rabbınız, kötülüklerinizi örtüp temizler ve sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir. O günde ki, Allah, Peygamberi ve O´nunla beraber bulunup imân edenleri rüsvay etmez. Nurları önlerinde ve sağlarında yürür. «Ey Rabbimiz I» derler, «bize nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz ki senin kudretin herşeye yeter.»
  9. Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla cihâda devam et; onlara karşı katı ve sert davran. Onların eyleşeceği yer Cehennemdir. Ne kötü gidiş yeridir!
  10. Allah, o inkâr edenlere Nûh´ un eşiyle Lût´un eşini misâl verir. İkisi de sâlih kullarımızdan iki kulun nikâhı altında idi. Öyle iken onlara hıyanet ettiler; o sebeple o iki sâlih kul, Allah´tan inen azâbdan hiçbir şeyi onlardan geri çeviremediler. Onlara : «Haydi ikiniz de, girenlerle beraber ateşe girin !» denildi.
  11. Allah, imân edenlere de Fir´avn´ın karısını misâl verir. Hani o şöyle demişti: «Rabbim ! Benim için kendi katında Cennet´te bir ev yap ve beni hem Fir´avn´dan, hem onun amelinden kurtar; beni bu zâlim milletten de kurtar.»
  12. (Allah), imrân kızı Meryem´i de misâl verir; o ki, iffet ve namusunu korumuştu. Biz de ona kendi ruhumuzdan üflemiştik. O Rabbının sözlerinin ve kitaplarının doğruluğunu bilip kabul etmiş ve umut bağlayıp itaat edenlerden olmuştu.
Yazar: Diyanet - Diyanet 1
  1. Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  2. Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  3. Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Peygamber, “Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.
  4. (Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
  5. Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
  6. Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.
  7. Ey inkâr edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.
  8. Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.
  9. Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
  10. Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
  11. Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.
  12. Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.
Yazar: Diyanet - Diyanet 2
  1. Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allah´ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  2. Allah, (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah´tır. O, bilendir, hikmet sahibidir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber´e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.
  4. Eğer ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber´e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
  5. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, kendini Allah´a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bâkire eşler verebilir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
  7. Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).
  8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah´a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nûrları aydınlatıp gider de, «Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin» derler.
  9. Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!
  10. Allah, inkâr edenlere, Nuh´un karısı ile Lût´un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah´tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
  11. Allah, inananlara da Firavun´un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti.
  12. İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem´i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Ey Peygamber, sana Allah´ın helal ettiğini niçin haram edersin; hanımlarının hoşnutluğunu ararsın? Yine de Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  2. Allah size yeminlerinizin çözümlüğünü (çözülmesini) farz kılmıştır ve Allah, sizin sahibinizdir. O herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.
  3. Hani peygamber hanımlarından birine gizlice bir söz söylemişti. O, onu haber verip Allah da peygambere onu açtı. Peygamber (hanımına) onun bir kısmını anlattı, bir kısmından da vazgeçti. Ona anlattığı zaman hanımı: «Bunu sana kim haber verdi?» dedi. Peygamber: «Bana o herşeyi bilen ve herşeyden haberdar olan (Allah) haber verdi» dedi.
  4. Eğer (ikiniz) Allah´a tevbe ederseniz, ne iyi; çünkü ikinizin de kalpleri eğildi. Yok, eğer peygambere karşı birbirinize arka çıkmaya kalkışırsanız haberiniz olsun ki, onun yardımcısı Allah´tır, Cebrâil´dir ve dürüst mü´minlerdir. Onun arkasından da melekler ona arka çıkar.
  5. Şayet o sizi boşarsa belki de Rabbi sizin yerinize ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah´a teslim eden, inanan, içtenlikle itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey iman edenler, kendilerinizi ve ailelerinizi bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı insanlar ve taşlardır; onun başında son derece katı, çetin mi çetin melekler görevlidir. Allah kendilerine ne emrettiyse ona isyan etmezler ve emrolundukları her şeyi yaparlar.
  7. Ey kâfirler o gün özür dilemeye kalkışmayın, çünkü siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz!
  8. Ey iman edenler, Allah´a öyle tevbe ile tevbe edin ki, nasûh (gayet ciddi, samimi) bir tevbe olsun! Ola ki Rabbiniz kusurlarınızı örter, Allah´ın peygamberi ve onun beraberinde iman edenleri utandırmayacağı günde sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onların nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşacak, şöyle diyecekler: «Ey Rabbimiz, bizlere nurumuzu tamamla ve bizi bağışla; şüphesiz ki sen her şeye kadirsin!»
  9. Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla savaş ve onlara kalın bulun (katı davran)! Onların varacakları yer cehennemdir. Ona gidiş de ne kötü gidiş!
  10. Allah küfredenlere Nûh´un karısı ile Lût´un karısını misal verdi. O iki kadın kullarımızdan birer salih kulun nikahı altında idiler, onlara hiyanet ettiler; o yüzden o iki salih kul da onları, Allah´ın azabından zerrece kurtaramadılar ve o iki kadına: «Girin ateşe girenlerle beraber!» denildi.
  11. Allah iman edenlere de Firavun´un karısını misal verdi. Hani o şöyle demişti: «Ey Rabbim benim için katında cennette bir ev yap, beni Firavun´dan ve onun kötü işlerinden kurtar ve kurtar beni bu zalimler topluluğundan!»
  12. Bir de iffetini pek sağlam korumuş olan Imran kızı Meryem´i (misal verdi). Biz ona ruhumuzdan üfledik; o, Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmişti ve içtenlikle itaat edenlerdendi.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali (Sadeleştirilmiş)
  1. Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah´ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir.
  2. Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber´e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: «Bunu sana kim söyledi?» dedi. Peygamber «Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi.» dedi.
  4. Eğer ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber´e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır.
  5. Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah´a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
  7. (İnkâr edenlere): «Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz.» (denilir.)
  8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah´a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber´i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, «Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kâdirsin.» derler.
  9. Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür!
  10. Allah, inkâr edenlere, Nuh´un karısı ile Lut´un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah´tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): «Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!» denildi.
  11. Allah, inananlara da Firavun´un karısını örnek gösterdi. O şöyle demişti: «Rabbim! Bana yanında cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun´dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zalim toplumdan kurtar!»
  12. Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem´i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.
Yazar: Seyyid Kutub - Fizilal-il Kuran
  1. Ey peygamber! Niçin Allah´ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hayrı için kendine haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  2. Allah size yeminlerinizi kefaretle geri almanızı meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. O bunu peygamberin diğer bir eşine haber verince, Allah da bu durumu peygambere bildirmişti, o da bir kısmını yüzüne vurmuş bir kısmını da yüzüne vurmamıştı. Peygamber bunu ona haber verince eşi «Bunu sana kim söyledi?» dedi. Peygamber: «Bilen, her şeyden haberi olan Allah, bana söyledi» dedi.
  4. Eğer her ikinizde Allah’a tevbe ederseniz kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur. Şayet onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şüphesiz ki Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü’minlerin salih olanları da. Bunların ardından bütün melekler de yardımcıdır.
  5. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, kendini Allah´a veren, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, Allah´ın uçsuz bucaksız mülkünün yaratılışını düşünen, dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
  7. Ey kafirler! Bugün özür dilemeyin, çünkü siz ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz denir.
  8. Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah â dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamberi ve O´nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların, nurları, önlerinden ve yanlarından koşar da «Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kadirsin» derler.
  9. Ey Peygamber! Kafirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidecekleri yer ne kötüdür.
  10. Allah inkar edenlere, Nuh´un karısı ile Lut´un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kişinin nikahında iken onlara hainlik ettiler: Kocaları Allah´tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Bu iki kadına: «Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!» denildi.
  11. Allah inananlara da Firavun´un karısını misal gösterdi. O «Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun´dan ve onun kötü işinden kurtar ve şu zalimler topluluğundan kurtar!» demişti.
  12. Irzını korumuş olan, İmran kızı Meryem´i de Allah misal verdi. Biz, onun içine ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini, kitaplarını tasdik etti. Ve o gönülden itaat etti.
Yazar: Gültekin Onan - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Tanrı´nın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
  2. Tanrı, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Tanrı, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  3. Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Tanrı da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Tanrı) haber verdi" demişti.
  4. Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Tanrı´ya tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Tanrı onun mevlasıdır; Cibril ve inançlıların salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
  5. Belki onun rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, inançlı, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey inananlar, kendinizi ve ehlinizi (yakınlarınızı) ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Tanrı kendilerine neyi buyurmuşsa ona isyan etmezler ve buyrulduklarını yerine getirirler.
  7. Ey küfredenler, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
  8. Ey inananlar, Tanrı´ya kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Tanrı sizin kötülüklerinizi örter (yükeffire) ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Tanrı, Peygamberi ve onunla birlikte inananları küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz sen her şeye güç yetirensin."
  9. Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı ´sert ve caydırıcı´ davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
  10. Tanrı, küfredenlere Nuh´un eşini ve Lut´un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Tanrı´dan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateşe diğer girenlerle birlikte girin!" denildi.
  11. Tanrı, inananlara da Firavun´un karısını örnek verdi. Hani demişti ki: "Rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
  12. İmran´ın kızı Meryem´i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece biz ona ruhumuzdan üfledik. O da rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.
Yazar: Hasan Basri Çantay - Kur'an Meali - Kur’an-ı Hakim Ve Meal-i Kerim
  1. Ey peygamber, Allahın sana halâl kıldığı şey´i zevcelerinin hoşnudluğunu arayarak, niçin (kendine) haram ediyorsun? (Bununla beraber üzülme) Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
  2. Allah, yeminlerinizin (keffâretle) çözülmesini size farz kılmışdır. Allah, sizin yardımcınızdır ve O, hakkıyle bilendir, tam hukûm ve hikmet saahibidir.
  3. Hani peygamber, zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişdi. Bunun üzerine o (zevce) bunu haber verib de Allah da ona bunu açıklayınca (peygamber) bunun (ancak) bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vaz geçmişdi. Artık bunu kendisine söyleyince o (zevce) «Bunu sana kim haber verdi?» dedi. (Peyğamber de) «Bana herşey´i bilen, her şeyden haberdâr olan (Allah) haber verdi» dedi.
  4. Eğer her ikiniz de Allaha tevbe ederseniz (ne´ala, çünkü) hakıykaten sizin kalbleriniz kaymışdır, (yok), onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz hiç şübhesiz Allah bizzat onun yardımcısıdır. Cebrail de, mü´minlerin saalih olanları da. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
  5. Eğer o, sizi boşarsa yerinize — Allaha itaatle teslîm olan, Allahın birliğini tasdıyk eden, namaz kılan (tâatte sebat gösteren), Günâhlardan tevbe ile vaz geçen, ibâdet eyleyen, oruç tutan kadınlar, dullar ve kız oğlan kızlar olmak üzere — Rabbinin ona sizden hayırlılarını vermesi me´müldür.
  6. Ey îman edenler, gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi öyle bir ateşden koruyun ki onun yakacağı insanla taşdır. (O ateşin) üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı melekler vardır (me´murdur) ki onlar Allahın kendilerine emretdiği şeylere asla isyan etmezler. Neye de me´mur edilirlerse yaparlar.
  7. (Cehenneme giderlerken onlara:) «Ey kâfirler, bu gün (bîhûde) özür dilemeyin. Siz ancak yapmakda olduğunuzun cezasını çekeceksiniz» (denilir).
  8. Ey îman edenler, tam bir sıdk-u hulûsa mâlik bir tevbe ile Allaha dönün. Olur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah peygamberini ve îman edib onunla beraber olanları rüsvay etmeyecek, nuurları önlerinde ve sağlarında koşacak, «Ey Rabbimiz, diyecekler, bizim nuurumuzu tamamla, bizi yarlığa. Şübhesiz ki Sen herşey´e hakkıyle kaadirsin».
  9. Ey peygamber, kâfirlerle, münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların barınacakları yer cehennemdir. O, ne fena gidişdir!
  10. Allah küfredenlere Nuuhun karısı ile Lûtun karısını misâl olarak gösterdi. Onlar kullarımızdan iki iyi kulun (nikâhı] altında idiler. Böyle iken haainlik etdiler de o (iki zevç) onları Allah (ın azabın) dan hiçbir şeyle kurtaramadılar. O (iki kadına) «Ateşe girenlerle beraber siz de girin» denildi.
  11. Allah, îman edenlere de Fir´avnın karısını bir misâl olarak îrâd etdi. O vakit (bu kadın) «Ey Rabbim, bana nezdinde, cennetin içinde bir ev yap. Beni Fir´avndan ve onun (fena) amel (ve hareket) inden kurtar. Beni o zaalimler güruhundan selâmete çıkar» demişdi.
  12. Namusunu muhkem bir kal´a gibi muhaafaza eden İmran kızı Meryemi de (Allah bir misâl olarak irâd buyurdu). Biz bundan dolayı ona Ruuhumuzdan üfürdük. O, Rabbinin kelimelerini ve kitablarını tasdıyk etdi. (Rabbine) itaat (de sebat) edenlerdendi o.
Yazar: İbni Kesir - Büyük Kuran Tefsiri
  1. Ey Peygamber; eşlerinin hoşnudluğunu gözeterek Allah´ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah; Gafur´dur, Rahim´dir.
  2. Allah; yeminlerinizin çözülmesini size meşru kılmıştır. Allah sizin mevlanızdır. Ve O; Alim´dir, Hakim´dir.
  3. Hani Peygamber; eşlerinden birine, gizlice bir söz söylemişti. O, bunu haber verdi de Allah da bunu ona açıklayınca; bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Artık bunu kendisine söyleyince; eşi: Bunu sana kim bildirdi? demişti. Bana her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah haber verdi, demişti.
  4. Eğer her ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz; gerçekten kaymış olan kalbleriniz düzelmiş olur. Şayet ona karşı birbirinize destek olmaya kalkışırsanız; hiç şüphesiz Allah, onun mevlasıdır. Cebrail de, mü´minlerin salih olanı da, bunun ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar.
  5. Şayet o, sizi boşarsa; Rabbı ona sizden daha hayırlı, kendini Allah´a veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey iman edenler; kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakacağı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde iri gövdeli, haşin tabiatlı melekler vardır. Ki onlar; Allah´ın kendilerine emrettiğine katiyyen isyan etmezler. Ve emrolunduklarını yaparlar.
  7. Ey küfredenler; bugün, özür dilemeyin. Siz, ancak işlediklerinizin karşılığını görmektesiniz.
  8. Ey iman edenler; Allah´a nasuh tevbesi ile tevbe edin. Umulur ki Rabbınız kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün, Allah; peygamberini ve onunla beraber olan mü´minleri utandırmayacak. Onların nurları önlerinde ve sağlarında koşacak; Rabbımız, ışığımızı tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz ki Sen, her şeye kadirsin, diyecekler.
  9. Ey peygamber; kafirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı çetin ol. Onların varacağı yer cehennemdir. O, ne kötü dönüş yeridir.
  10. Allah; küfredenlere Nuh´un karısıyla Lut´un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kulun nikahında iken hainlik ettiler de, onları Allah´tan hiç bir şeyle kurtaramadılar. O iki kadına; ateşe girenlerle beraber siz de girin, denildi.
  11. Allah; iman edenlere de, Firavun´un karısını misal gösterdi. O; Rabbım, bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun´dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni zalimler güruhundan kurtar, demişti.
  12. Mahrem yerini korumuş olan İmran kızı Meryem´i de. Ona ruhumuzdan üflemiştik de Rabbının sözlerini ve kitablarını tasdik etmişti. Ve o, gönülden itaat edenlerdendi.
Yazar: İskender Ali Mihr - Kur'ân-ı Kerim Lafz-ı ve Ruhu Tefsiri
  1. Ey nebî! Zevcelerinin rızasını arayarak, Allah´ın sana helâl kıldığı şeyi sen niçin kendine haram ediyorsun? Ve Allah; Gafûr´dur, Rahîm´dir.
  2. Allah, (gereksiz) yeminlerinizi (kefaretle) çözmenizi size farz (meşru) kılmıştır. Ve Allah, sizin dostunuzdur ve O; Alîm´dir (en iyi bilendir), Hakîm´dir (hüküm ve hikmet sahibidir).
  3. Nebî, bazı zevcelerine sır olan bir sözü gizlice söylemişti. Fakat onu (o sırrı) başkasına haber verince Allah, ona (durumu) izhar etti (peygamberine bildirdi). (Nebî de) bazısını açıkladı ve bazısını (bildirmekten) vazgeçti. Ona (zevcesine) onu (bunu bildiğini) haber verdiği zaman, (zevcesi): “Bunu sana kim haber verdi?” dedi. (Nebî): “Bana Alîm (en iyi bilen) ve Habîr (herşeyden haberdar) olan bildirdi.” dedi.
  4. Siz ikiniz de Allah´a tövbe etseniz (ki, mutlaka etmelisiniz). Çünkü ikinizin de kalbi kaymıştı. Ve eğer O´na (Hz. Peygamber (S.A.V)´e) karşı yardımlaşırsanız, o taktirde muhakkak ki Allah, O; O´nun (Hz. Peygamber (S.A.V)´in) Mevlâsı´dır, Cibril (A.S) ve mü´minlerin salih olanları ve bunlardan başka melekler de O´na zahirdirler (yardımcıdırlar).
  5. Eğer (o) sizi boşarsa, onun Rabbinin, onun için sizin yerinize, sizden daha hayırlı olan müslüman (Allah´a teslim olmuş) kadınlar, mü´min kadınlar, kanitin olan kadınlar, tövbe eden kadınlar, kul olan kadınlar, oruç tutan kadınlar, dul ve bakire olan kadınlardan zevceler (eşler) ile değiştirmesi umulur.
  6. Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler)! Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Onun üzerinde çok güçlü ve çok sert (acımasız) melekler vardır. Allah´ın onlara emrettiği şeyde, Allah´a asi olmazlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.
  7. Ey inkâr edenler! O gün özür beyan etmeyin. Siz sadece yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı olarak cezalandırılacaksınız.
  8. Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler)! Allah´a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O´nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.
  9. Ey nebî! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et. Ve onlara galiz (sert) davran. Onların mevası (barınacağı yer) cehennemdir. Ve ne kötü varış yeri.
  10. Allah, kâfirlere, Hz. Nuh´un ve Hz. Lut´un hanımını örnek verdi. İkisi de, salih kullarımızdan iki kulumuzun (nikâhı) altındaydı. Fakat ikisi de ihanet etti. Bu yüzden ikisine de, Allah´tan bir şeye (azaba) karşı, onlardan (eşlerinden) bir fayda olmadı (onları kurtaramadılar). Ve onlara: “İkiniz de ateşe girenlerle beraber (ateşe) girin.” denildi.
  11. Ve Allah, âmenû olanlara firavunun eşini örnek verdi: “Rabbim, Senin katında cennette benim için bir ev inşa et ve beni firavundan ve onun yaptıklarından kurtar. Ve zalimler kavminden beni kurtar.” demişti.
  12. İmran´ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeple onun içine Ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kanitin olanlardan oldu.
Yazar: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı Meal-Tefsir
  1. Ey Peygamber! Eşlerin(den herhangi biri)ni memnun etmek için, neden Allah´ın sana helal kıldığı bazı şeyleri (kendine) haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
  2. (Ey müminler!) Allah, (doğru ve haklı bir gerekçesi olmayan) yeminlerinizi bozmayı ve keffaretini vermeyi (size) emretmiştir. Allah, sizin Yüce Efendinizdir ve yalnız O´dur her şeyi bilen, gerçek hikmet sahibi.
  3. Hani, (bir gün) Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şeyler söylemişti; eşi bunu ifşa edip Allah da Peygamber´e bildirince, Peygamber (söylediklerinin) bir kısmını (diğerlerine de) anlatmış, bir kısmına ise hiç değinmemişti. Peygamber durumu eşine anlatınca, kadın: "Bunu sana kim söyledi?" diye sordu. (Peygamber de,) "Her şeyi Bilen, Her şeyden Haberdar Olan, bana söyledi" diye cevap verdi.
  4. (Onlara de ki, ey Peygamber:) "İkiniz tevbe ederek Allah´a yönelin, çünkü ikinizin de kalbi (haktan) ayrılmıştı! Ve (Allah´ın elçisi olan) Peygamber´e karşı birbirinizi desteklerseniz (bilin ki) Allah, o´nun Koruyucusudur ve (bilin ki) bundan dolayı, Cebrail, müminler arasındaki bütün dürüst ve erdemliler ve (öteki) bütün melekler, o´nun yardımına koşacaktır.
  5. (Ey Peygamber eşleri!) Eğer o siz(den biriniz)i boşasaydı, Allah yerinize o´na sizden daha iyi eşler verebilirdi. Allah´a teslim olan, gerçekten inanan, O´nun iradesine gönülden itaat eden, (günah işledikleri zaman) tevbe ederek (O´na) yönelen, (yalnız O´na) kulluk eden ve (O´nun rızasını aramak için) yola koyulan, daha önce evlenmiş veya bakire kadınlar.
  6. Siz ey imana ermiş olanlar! Yakıtı insanlar ve taşlar olan (öteki dünyanın) ateş(in)den kendinizi ve size yakın olanları koruyun! Onun başında (gözetici olarak) bulunanlar, emrettiği hiçbir şeyde Allah´a karşı gelmeyen, ama (daima) kendilerinden isteneni yapan kararlı (ve) azimli meleklerdir.
  7. (O halde,) ey hakikati inkara şartlanmış olanlar, bugün (geçersiz) özürler beyan etmeyin! (Öteki dünyada) siz ancak (bu dünya hayatında) yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz.
  8. Siz ey imana ermiş olanlar! Gönülden tevbe ederek Allah´a yönelin! Umulur ki Rabbiniz kötü fiilerinizi yok eder ve Allah´ın Peygamberi ile o´nun inancını paylaşanları utandırmayacağı o Gün, sizi içinden ırmaklar akan bahçelere koyar. Onlar, önlerinden ve sağ taraflarından hızla ışık yayarlar ve "Ey Rabbimiz!" diye yalvarırlar, "Bu ışığımızı ebediyyen parlat ve günahlarımızı bağışla! Çünkü Sen her şeye kadirsin!"
  9. Ey Peygamber! Hakikati inkar edenler ve ikiyüzlüler ile amansızca mücadele et ve onlara karşı kararlı ve ödünsüz davran. Ve (eğer tevbe etmezlerse) varacakları yer cehennem olacaktır. O, ne kötü bir varış yeridir!
  10. Hakikati inkara şartlanmış olanlara gelince, Allah, Nuh´un karısı ile Lut´un karısını(n kıssalarını) örnek getirmektedir. Onlar iki dürüst ve erdemli kulumuzun nikahı altında idiler ama kocalarına ihanet etmişlerdi; ve bu iki kadına (Hesap Günü): "Haydi bütün öteki (günahkar)lar ile birlikte ateşe girin!" denildiğinde iki (kocanın) da onlara bir faydası dokunmayacaktır!
  11. İmana ermiş olanlara da Allah, Firavun´un karısını(n kıssasını) örnek getirmiştir, ki o: "Ey Rabbim!" diye yalvarmıştı, "Senin katında (olan) cennette benim için bir köşk inşa et, beni Firavun´dan ve yaptıklarından koru ve beni şu zalim halkın elinden kurtar!"
  12. Ve İmran´ın kızı Meryem(in kıssasını Allah´a karşı sorumluluk bilinci taşıyanların diğer bir örneği yaptık): O iffetini korumuştu, bunun üzerine Biz onun (rahmindeki)ne ruhumuzdan üflemiştik ve Meryem Rabbinin sözlerinin ve (böylece,) vahyettiklerinin doğruluğunu kabul etmiş ve samimiyetle bağlananlardan biri olmuştu.
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen - Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali
  1. Ey Peygamber! Ne için sen zevcelerinin hoşnutluklarını ararsın da, Allah´ın sana helâl kıldığını haram kılarsın? Maamafih Allah gafûrdur, rahîmdir.
  2. Allah, sizin için yeminlerinizin keffaretle çözülmesini meşru kılmıştır. Ve Allah, sizin mevlânızdır ve alîm, hakîm olan O´dur.
  3. Ve yâd et o vakti ki, peygamber, zevcelerinin bazısına bir sözü gizlice söylemişti. Vaktâ ki, (o zevce) o sözü başka (zevceye) haber verdi. Allah da o haber verişi, Peygamberine izhar buyurdu. Peygamber (de o zevcesine) haber verdiği şeyin bazısını bildirdi, bazısından vazgeçti. Vaktâ ki zevcesine onu anlattı. (Zevcesi) Dedi ki: «Bunu sana kim haber verdi?» (Hazret-i Peygamber de) Dedi ki: «Bana o alîm, habîr olan Allah Teâlâ haber verdi.»
  4. Eğer ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz (pek muvaffak olur). Çünkü ikinizin de kalbi dönüvermiştir. Ve eğer Peygambere karşı birbirinize yardımda bulunursanız artık şüphe yok ki o Allah, onun mevlâsıdır. Cebrâil de, mü´minlerin sâlihi olan da ve bunların ardından melekler de o Peygambere yardımcıdır.
  5. Şayet o sizi boşarsa, umulur ki onun Rabbi, onun için size bedel olarak sizden hayırlı zevceler verir ki, onlar müslimeler, mü´mineler, taatlere müdavemet edenler, tevbekâr olanlar, ibadetlerde bulunanlar, oruç tutanlar, dullar ve bâkire olanlar bulunurlar.
  6. Ey imân etmiş olanlar! Nefislerinizi ve ailelerinizi bir ateşten koruyunuz ki, onun yakacağı, insanlardır ve taşlardır. Üzerinde iri gövdeli, sert tâbiatlı melekler vardır. Onlar, Allah´ın kendilerine emrettiği şeyde âsi olmazlar ve emrolundukları şeyi yapıverirler.
  7. Ey kâfir olmuş olanlar! Bugünkü gün itizarda bulunmayın; siz ancak yapmış olduğunuz şeylerin cezasıyla cezalandırılırsınız.
  8. Ey mü´minler! Allah´a Tevbe-i Nâsûh ile tevbede bulunun. Umulur ki Rabbiniz sizden günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akar cennetlere girdirir. O gün ki Allah, Peygamberini ve O´nunla beraber imân etmiş olanları rüsvay etmez. Nûrları önleri ve sağ tarafları arasında koşar. Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize nûrumuzu tamamla, bizim için mağfiret buyur. Şüphe yok ki Sen her şey üzerine hakkıyla kâdirsin.»
  9. Ey Peygamber! Kâfirler ile ve münafıklar ile mücâhedede bulun ve onlara karşı sert davran ve onların varacakları yer cehennemdir ve ne fena bir gidiştir.
  10. Allah, kâfir olanlara Nûh´un zevcesi ile Lût´un zevcesini bir misal olarak irâd etmiştir. Sâlih kullarımızdan iki kulun (nikahı) altında idiler. Sonra o ikisine hıyanette bulundular, artık (o iki sâlih kul da) onları Allah´ın azabından hiçbir şey ile kurtaramadılar ve denildi ki: «(İkiniz de) Ateşe girenler ile beraber giriveriniz.»
  11. Ve Allah, imân etmiş olanlara, Fir´avun´un zevcesini bir misal olarak irâd buyurmuştur. O vakit ki (o kadın şöyle) demişti: «Yarabbi! Benim için nezd-i ulûhiyetinde cennette bir ev yap ve beni Fir´avun´dan ve onun amelinden kurtar ve beni zalimler olan kavimden halâs et.»
  12. Ve İmran´ın kızı Meryem´i de bir (misal olarak irad ederiz ki) iffetini metin bir kal´a gibi korumuştu, artık O´na ruhumuzdan üfürdük ve Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve itaat edenlerden olmuş oldu.
Yazar: Suat Yıldırım - Kura'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali
  1. Ey Peygamber! Niçin eşlerini memnun etmek için sen kendini sıkıntıya sokup Allah´ın sana helâl kıldığı şeyleri nefsine âdeta haram kılıyor, kendini onlardan mahrum bırakıyorsun? Bilirsin ki Allah gafûrdur, rahîmdir (senin bu zelleni de bağışlar. Sana olan bu târizi, senin yüce makamını titizlikle korumasındandır)
  2. Allah gerektiğinde yeminlerinizi çözmek için keffaret yolunu göstermiştir. Allah sizin yardımcınızdır, sahibinizdir. O her şeyi mükemmelen bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir
  3. Hani bir ara Peygamber, eşlerinden birine sır olarak bir söz söylemişti. Fakat o, bunu kumalarından birine haber verince, Allah da bu durumu Peygamberine bildirdi. O da eşine söylediğinin bir kısmını bildirip, bir kısmından ise vazgeçmişti. Peygamber, o eşine bu durumu anlatınca o hayret ederek: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber de: "Her şeyi bilen, her şeyden haberdar olan Allah, bana haber verdi." diye cevap verdi
  4. Şimdi ikiniz de ey Peygamber eşleri, eğer kalplerinizin matlup olan durumdan kayması sebebiyle Allah´a tövbe ederseniz ne âla! Yok eğer hislerinize mağlub olup Peygambere karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah da onun yardımcısıdır. Cebrail de, salih müminler ve melâikeler de ayrıca onun yardımcılarıdır
  5. Eğer o sizi boşayacak olursa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Allah´a teslimiyet gösteren, mümin, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadete düşkün, oruca düşkün dul veya bâkireler olarak başka eşler nasib edebilir
  6. Ey iman edenler! Kendilerinizi ve ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan o müthiş ateşten koruyun. Onun başında kaba yapılı, sert ve şiddetli melekler olup onlar asla Allah´a isyan etmez ve kendilerine verilen bütün emirleri tam yerine getirirler
  7. Ey kâfirler! Siz ise bugün boşuna mazeret ileri sürmeyin. Siz ne yaptıysanız onun cezasını çekeceksiniz
  8. Ey iman edenler! Samimî ve kesin bir dönüşle Allah´a tövbe ediniz! Böyle yaparsanız Rabbinizin sizin günahlarınızı affedeceğini, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğini umabilirsiniz. O gün Allah, Peygamberini ve onun beraberindeki müminleri utandırmaz. Onların nûru, önlerinden ve sağ taraflarından sür´atle ilerler.Şöyle derler onlar: "Ey Kerim Rabbimiz! Nûrumuzu daha da artır, tamamına erdir, kusurlarımızı affet, çünkü Sen her şeye kadirsin.
  9. Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla mücahede et ve onlara sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Gidilecek yer olarak ne fena yerdir orası
  10. Allah, kâfirlere Nûh´un eşi ile Lût´un eşini misal getirir. Her ikisi de iki iyi kulumuzun mahremi idiler. Ama inkâr tarafına giderek eşleri olan peygamberlere hıyanet ettiler, kocaları da Allah´tan gelen cezadan eşlerini asla kurtaramadılar. Onlara (ölürken veya kıyamet günü): "Haydi, cehenneme girenlerle beraber siz de girin!" denilir
  11. İman edenlere ise Allah, Firavun´un eşini misal getirir. O vakit bu Hatun şöyle niyaz etmişti: "Ya Rabbî! Sen kendi nezdinde, cennette benim için bir konak yaptır, beni Firavun´dan ve onun kötü işinden kurtar, beni bu zalimler gürûhundan halas eyle!
  12. Bir de İmran´ın kızı Meryem´i misal getirir. Meryem, iffet ve namusunu korudu. Biz ona Ruhumuzdan üfledik. O da Rabbisinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden itaat edenlerden oldu.
Yazar: Süleyman Ateş - Kuran'ı Kerim Meali
  1. Ey peygamber! Niçin, Allâh´ın sana helâl kıldığı şeyi, eşlerinin, hatırı için harâm kılıyorsun? Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
  2. Allâh size, yeminlerinizi (keffâretle) çözmeyi meşrû´ kılmıştır. Allâh sizin sâhibinizdir. O bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
  3. Peygamber, eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü (başkasına) haber verip, Allâh da peygamberi, eşinin bu davranışına muttali kılınca (Peygamber, eşine) o(söylediği)nin bir kısmını bildirmiş (şunları şunları filana söyledin demiş), bir kısmından da vazgeçmişti. (Peygamber) Bunu eşine haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi (Peygamber): "(Herşeyi) Bilen, haber alan (Allâh) bana söyledi" dedi.
  4. Eğer ikiniz, kalblerinizin sapmış olmasından dolayı Allah´a tevbe ederseniz (ne a´lâ). Ve eğer peygambere karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun koruyucusu ve yardımcısı Allâh, Cibril ve mü´minlerin iyileridir. Ayrıca melekler de ona arkadır.
  5. O sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah´a teslim eden, inanan, gönülden itâ´at eden, tevbe eden, ibâdet eden seyâhat eden dul ve bâkire eşler verir.
  6. Ey inananlar, kendinizi ve âilenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gâyet katı, şiddetli, Allâh´ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
  7. (Oraya girenlere derler ki:) "Ey nankörlük edenler, bugün özür dilemeyin. Çünkü siz, ancak yaptığınız şeylerle cezâlandırılıyorsunuz.!"
  8. Ey inananlar, Allah´a yürekten tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter; Allâh´ın, peygamberi ve onunla beraber inanmış olanları utandırmayacağı günde, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. (O gün) onların nuru, önlerinden ve sağ yanlarından koşar. Derler ki: "Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Doğrusu, senin herşeye gücün yeter!"
  9. Ey Peygamber! kâfirlerle ve iki yüzlülerle uğraş, onlara karşı katı davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir o!
  10. Allâh inkâr edenler hakkında Nûh´un karısı ile Lût´un karısını misâl verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki Sâlih kulun (nikâhı) altında idiler, onlara hiyânet ettiler. Kocaları Allah´tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi, girenlerle beraber siz de ateşe girin" denildi.
  11. Allâh inananlar hakkında da Fir´avn´ın karısını misâl verdi. O şöyle demişti: "Rabbim, bana katında, cennetin içinde bir ev yap, beni Fir´avn´dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zâlimler topluluğundan kurtar!"
  12. (Yine Allâh) İmran´ın kızı Meryem´i de (misâl verdi). O ırzını korumuştu, biz de on(un rahmin)e ruhumuzdan üflemiştik. O, Rabbinin kelimelerini ve Kitaplarını doğrulamış ve gönülden itâ´at edenlerden olmuştu.
Yazar: Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
  1. -Ey Peygamber! Ne diye eşlerinin gönlünü hoş etmek için Allah’ın helal kıldığını kendine haram ediyorsun? Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir.
  2. Allah yeminlerinizi keffaretle çözmeyi size farz kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O, alimdir, hakimdir.
  3. Peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. O da bunu başkasına söyleyince Allah bunu peygambere açıkladı. Bir kısmını bildirmiş, bir kısmını bırakmıştı. Peygamber bunu eşine haber verince o: -Bunu sana kim haber verdi? dedi. -Bana, alim ve haberdar olan (Allah) haber verdi, dedi.
  4. -(Ey Peygamber eşleri) İkiniz de Allah’a tevbe ederseniz, kalpleriniz hayra yönelmiş olur. Eğer ona karşı birbirinize arka çıkarsanız, kuşkusuz onun velisi Allah’tır, Cebrail, salih müminler ve melekler de bundan sonra ona arka çıkarlar.
  5. Eğer sizi boşayacak olursa, Allah onun için, sizden daha hayırlı müslüman, mümin, itaatkar, tevbekar, ibadet eden, oruç tutan dul ve bekar kadınlar verebilir.
  6. -Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun. Onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında, katı ve sert melekler vardır. Allah’ın kendilerine emrettiğine isyan etmezler. Ne emredilirse yaparlar.
  7. -Ey inkar edenler! O gün mazeret ileri sürmeyin. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
  8. -Ey iman edenler, tam arınarak Allah’a tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz, günahlarınızı örter ve sizi alt tarafından ırmaklar akan cennetlere girdirir. O gün, Allah, Peygamberi ve onunla beraber iman etmiş olanları utandırmaz. Nurları önlerinden ve yanlarından koşar. Rabbimiz, derler. Bizim nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter.
  9. -Ey Peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla cihat et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir sonuç!
  10. Allah, kafir olanlara Nuh´un karısı ile Lut’un karısını örnek olarak veriyor. İkisi de, dürüst kullarımızdan iki kulun nikahı altında idiler. Onlara ihanet etmişlerdi. Onlar da Allah’tan gelen hiçbir şeye mani olamamışlardı. O kadınlara: -Girenlerle birlikte ateşe girin! denildi.
  11. Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek veriyor. Hani O: -Rabbim, cennette/katında benim için bir bina yap. Beni Firavun’dan ve onun taptıklarından kurtar. Beni zalim kavimden kurtar, demişti.
  12. Namusunu koruyan İmran’ın kızı Meryem´i de... Ona ruhumuzdan üflemiştik. O da Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmişti. O, itaatkarlardan biri idi.
Yazar: Ebu'l Al'a Mevdudi - Tefhim-ul Kuran
  1. Ey Peygamber! Allah´ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? (Şunun için ki) sen hanımlarının rızasını kazanmak istiyorsun. Allah gafûr ve rahimdir.
  2. Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşrû) kıldı. Allah, sizin mevlânız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
  3. Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda ona kendisi haberi verince (eşi) demişti ki «Bunu sana kim haber verdi?» O da «Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi» demişti.
  4. Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah´a tevbe ederseniz (ne güzel)! Çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmağa kalkışırsanız, artık Allah, Onun mevlâsıdır; Cibril de ve mü´minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
  5. Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona sizin yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, Mü´min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir.
  6. Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır, üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.
  7. Ey küfretmekte olanlar, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
  8. Ey iman edenler, Allah´a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah, sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman etmekte olanları küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşup parıldar. Derler ki: «Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz sen, her şeye güç yetirensin.»
  9. Ey Peygamber, kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı ´sert ve caydırıcı´ davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
  10. Allah, küfretmekte olanlara, Nuh´un eşini ve Lut´un eşini örnek olarak verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikâhları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, onlara (kocaları) kendilerine Allah´tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: «Ateşe diğer girenlerle birlikte girin!» denildi.
  11. Allah, iman etmekte olanlara da Firavun´un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti ki; «Rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap; beni Firavun´dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar.»
  12. İmran´ın kızı Meryem´i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece biz de ona kendi ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Ey Peygamber! Allah´ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr´dur, Rahîm´dir.
  2. Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevlâ´nızdır. Alîm´dir O, her şeyi bilir; Hakîm´dir O, hikmetleri sonsuzdur.
  3. Hani, Peygamber, eşlerinden birine bir sözü gizlice söylemişti. Sonra eşi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber´e bildirince, Peygamber sözün bir kısmını açıklamış, bir kısmından vazgeçmişti. Peygamber, sözü eşine bildirdiğinde o: "Bunu sana kim haber verdi?" demişti. Peygamber de: "O her şeyi bilen, her şeyden haberi olan bana bildirdi." diye cevaplamıştı.
  4. Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah´a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygamber´e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail´le iman sahiplerinin iyilik severleri/ barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
  5. O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler nasip eder: Allah´a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bâkireler.
  6. Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah´a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar.
  7. Ey küfre sapanlar! Özür dilemeyin bugün! Çünkü siz yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılıyorsunuz.
  8. Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah´a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr´sin, her şeye gücün yeter."
  9. Ey Peygamber! Küfre sapanlarla ve münafıklarla mücadele et ve onlara karşı sert davran! Varacakları yer cehennemdir onların. Ne kötü dönüş yeridir o!
  10. Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh´un karısı ile Lût´un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah´tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: "Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!"
  11. Allah, iman edenlerle ilgili olarak da Firavun´un karısını örnek verdi. Hani, o şöyle demişti: "Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni, Firavun´dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da kurtar."
  12. Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem´i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu.