Teğabün

التَّغَابُنِ

Yazar: Abdulbakî Gölpınarlı - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Tenzîh eder Allah´ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde, onundur saltanat ve tedbîr ve onadır hamd ve onun, her şeye gücü yeter.
  2. O, öyle bir mâbuttur ki sizi yaratmıştır da sizden kâfir olan da vardır, inanan da ve Allah, ne yapıyorsanız görür.
  3. Yaratmıştır gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve size sûret vermiştir ve sûretinizi de en güzel bir tarzda meydana getirmiştir ve sonunda da dönülüp gidilecek yer, onun tapısıdır.
  4. Bilir ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve bilir neyi gizlerseniz ve neyi açığa vurursanız ve Allah, gönüllerde olanı da bilir.
  5. Daha önce kâfir olanların haberi gelmedi mi size? Yaptıkları işin vebâlini tattılar ve onlara elemli bir azap var.
  6. Bu da, peygamberlerinin, apaçık delillerle onlara geldikleri halde onların, bir insan mı bize doğru yolu gösterecek deyip de kâfir olmalarından ve yüz çevirmelerindendir ve Allah da onlardan müstağnî olduğunu göstermiştir ve Allah, müstağnîdir ve hamde lâyık, odur.
  7. Kâfir olanlar, sanırlar ki öldükten sonra dirilmeyecekler kesin olarak; de ki: Evet ve Rabbime andolsun ki elbette dirileceksiniz, sonra da ne yaptıysanız size haber verilecek ve bu, Allah´a pek kolaydır.
  8. Artık inanın Allah´a ve Peygamberine ve indirdiğimiz nûra ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.
  9. O gün, sizi toplantı günü için bir araya getirecektir ve bugün, aldananın, aldatanın, kâr ve ziyan edenin meydana çıkacağı gündür ve kim inanırsa Allah´a ve iyi işlerde bulunursa onun kötülüklerini örter ve kıyılarından ırmaklar akan cennetlere, ebedî kalmak üzere sokar onu; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murâda eriştir.
  10. Ve kâfir olan ve delillerimizi yalanlayanlarsa cehennemliklerdir, ebedî kalırlar orada ve orası, dönüp varılacak ne kötü yerdir.
  11. Hiçbir felâket, Allah´ın izni olmadıkça gelip çatmaz ve kim inanırsa Allah´a, o da, onun gönlüne doğru yolu ilhâm eder ve Allah, her şeyi bilir.
  12. Ve itâat edin Allah´a ve Peygambere; yüz çevirecek olursanız artık Peygamberimize düşen vazife, ancak apaçık tebliğden ibârettir.
  13. Bir Allah´tır ki yoktur ondan başka tapacak ve artık Allah´a dayansın inananlar.
  14. Ey inananlar, şüphe yok ki eşlerinizin ve evlâtlarınızın bâzısı, düşmandır size, artık sakının onlardan ve bağışlar ve yüzlerine vurmaz ve suçlarını örterseniz artık bilin ki Allah, suçları örter, rahîmdir.
  15. Mallarınız ve evlâtlarınız, bir sınamadır size ancak ve Allah katındaysa pek büyük bir mükâfat var.
  16. Artık çekinin Allah´tan gücünüz yettiği kadar ve dinleyin ve itâat edin ve mallarınızı harcayın hayır yolunda, sizin için hayırlıdır ve kimler, nefsinin hırsından, nekesliğinden korunursa artık onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.
  17. Eğer Allah´a güzel bir tarzda borç verirseniz o, verdiğinizi kat-kat arttırır size ve suçlarınızı örter ve Allah, iyilik edenlere fazlasıyla mükâfat verir, azaplandırmada da aceleci değildir.
  18. Gizliyi de bilir, görüneni de, üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Yazar: Adem Uğur - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd O´nadır. O her şeye kadirdir.
  2. Sizi yaratan O´dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
  5. Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.
  6. (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
  7. İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır.
  8. Onun için Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur´an´a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah´a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
  10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah´a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, Peygamber´e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.
  13. Allah; O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah´a dayanıp güvensinler.
  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah´ın yanındadır.
  16. O halde gücünüz yettiğince Allah´a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
  18. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
Yazar: Ali Bulaç - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı Meal ve Sözlük
  1. Göklerde ve yerde olanların tümü Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd (övgü) de O´nundur. O, herşeye güç yetirendir.
  2. Sizi yaratan O´dur; buna rağmen sizden kiminiz kafirdir, kiminiz mü´min, Allah, yaptıklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
  5. Bundan önce inkar edenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlara acı bir azap vardır.
  6. Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden inkar edip saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğani´dir, Hamid´dir.
  7. İnkar edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah´a göre oldukça kolaydır."
  8. "Şu halde Allah´a, O´nun Resûlü’ne ve indirdiğimiz nur (Kur´an)a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
  9. Sizi toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Allah´a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ´mutluluk ve kurtuluş (fevz)´ budur.
  10. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; onlar da içinde sürekli kalıcılar olmak üzere, ateşin halkıdırlar. Ne kötü bir dönüş yeridir O.
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah´a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herşeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin ve Resûle de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız, artık elçimiz üzerine düşen (yalnızca) apaçık bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size iletme)dir.
  13. Allah; O´ndan başka İlah yoktur. Öyleyse mü´minler (yalnızca) Allah´a tevekkül etsinler.
  14. Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
  15. Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O´nun Katında olandır.
  16. Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah´tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
  17. Eğer Allah´a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr´dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim´dir (cezayı vermekte acele etmeyendir).
  18. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi)dir.
Yazar: Ali Fikri Yavuz - Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meal-i Alisi
  1. Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ı tesbih eder, (zerresinden küresine, ne varsa hep O’nun kudret ve azametine şahidlik eder). Mülk O’nun, hamd da O’nun: O her şeye kadîrdir.
  2. Sizi yaratan O’dur; öyle iken içinizden kimi kâfir oluyor, kimi mümin...Allah bütün yaptıklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri üstün bir hikmetle yarattı. Size şekil verdi de, şekillerinizi güzel yaptı. Nihayet dönüş de O’nadır.
  4. Göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Sizin bütün gizlediklerinizi ve aşikâre yaptıklarınızı da bilir. Allah, bütün kalplerde olanı bilendir.
  5. (Ey Kâfirler)! Bundan önce, kâfir olanların (helâk) haberi gelmedi mi size? Öyle ki, yaptıklarının cezasını (dünyada azab çekmekle) taddılar. Daha da onlara (ahirette) acıklı bir azab var.
  6. Çünkü, onlara peygamberleri mucizelerle geliyordu da onlar: “-Bizi bir insan mı yola getirecek? deyib inkâr etmişler ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (değil onların imanına), hiç bir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, hamd edilmeğe lâyıktır.
  7. Kâfir olanlar, asla öldükten sonra diriltilmiyeceklerini zannedib iddia ettiler. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Hayır, (zannettiğiniz gibi değil) Rabbim hakkı için muhakkak diriltileceksiniz. Sonra da (hesaba çekilerek) muhakkak yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu ise, Allah’a göre kolaydır.
  8. Onun için, siz, Allah’a, Peygamberine ve indirdiğimiz Kur’an’a iman ediniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Sizi, o toplanma günü (hesab) için bir araya getireceği günü (kıyameti) hatırla. İşte bu, (kâfirler için) aldanma günüdür. Kim Allah’a iman eder ve salih amel işlerse, Allah onun günahlarını örter ve onu, (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyar; ebedî olarak oralarda kalıcılar oldukları halde... İşte bu, çok büyük kurtuluştur.
  10. (Allah’ın vahdaniyyetini) inkâr edenler, bir de ayetlerimizi (Peygamberi ve Kur’an’ı) yalanlıyanlar ise, cehennemliktirler; orada devamlı kalacaklardır. O, ne fena varılacak yerdir!...
  11. Allah’ın izni olmayınca, hiç bir musibet başa gelmez. Kim de Allah’a iman ederse, Allah onun kalbine hidayet verir. Allah her şeyi (noksansız) bilendir.
  12. (İmandan sonra) Allah’a itaat edin; Peygambere itaat edin. Eğer (itaat etmekten) yüz çevirirseniz, Peygamberimize düşen sadece açık bir tebliğdir. (Görevi bundan ibarettir, onu da yapmıştır.)
  13. Allah var, O’ndan başka hiç bir ilâh yok; onun için Allah’a tevekkül etsin müminler...
  14. Ey iman edenler! Haberiniz olsun ki, zevcelerinizle evlâdlarınızdan bir kısmı, (sizi ibadetten alıkoymak, emirlerinize uymamak suretiyle) size bir nevi düşmandır. O halde onlardan sakının; (kötülüklerinden emin olmayınız). Bununla beraber afv eder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şübhe yok ki Allah Gafûr’dur= çok bağışlayandır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
  15. Her halde mallarınız ve çocuklarınız (sizin için) bir belâ ve imtihandır; (çünkü sizi birtakım günahlara sokabilirler). Allah ise, büyük sevab O’nun katındadır.
  16. Onun için, gücünüz yettiği kadar Allah’dan korkun, (takva sahibi olun. Emirlerine uyun, yasaklarından kaçının). Öğüdlerini dinleyin, emirlerine itaat edin. (Hayır yollarına) harcayın; nefisleriniz için hayır yapın, Kim nefsinin cimriliğinden kurtarılırsa, işte bunlar (azabdan) kurtulanlardır.
  17. Eğer Allah’ın emrine uygun olarak ihlâs ile harcarsanız, Allah onu size, kat kat (mükâfatı ile) artırıb verir. Hem de günahlarınızı bağışlar. Allah Şekûr’dur= azıcık bir iyiliğe çok sevab verir, Halîm’dir= azabı vermekte acele etmez.
  18. Gizliyi de, aşikârı da bilen Azîz Hakîm’dir; (her şeye galibdir, hikmet sahibidir.)
Yazar: Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı
  1. Goklerde olanlar ve yerde bulunanlar Allah´i tesbih ederler. Hukumranlik O´nundur, ovulmek O´na mahsustur. O herseye Kadir´dir.
  2. Sizi yaratan O´dur; kiminiz inkarci kiminiz mumindir. Allah yaptiklariniz goren´dir.
  3. Gokleri ve yeri gerektigi gibi yaratmistir. Size sekil vermis ve seklinizi guzel yapmistir. Donus O´nadir.
  4. Goklerde ve yerde olanlari bilir; gizlediklerinizi de aciga vurduklarinizi da bilir; Allah, kalblerde olani da bilendir.
  5. Daha once inkar edip de, inkarlarinin karsiligini tadan kimselerin haberi size gelmedi mi? Onlara, can yakici azap vardir.
  6. Bu, kendilerine peygamberleri belgelerle geldiginde: «Bizi dogru yola bir insan mi eristirecek?» diyerek inkar edip gercege yuz cevirmelerinden oturudur. Allah hicbir seye muhtac olmadigini ortaya koymustur. Allah mustagnidir, ovulmege layik olandir.
  7. Inkar edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri surerler. De ki: «Evet; Rabbime and olsun ki, suphesiz diriltileceksiniz ve sonra, yaptiklariniz size bildirilecektir. Bu, Allah´a kolaydir.»
  8. Oyleyse Allah´a, Peygamberine ve indirdigimiz nura, Kuran´a inanin; Allah islediklerinizden haberdardir.
  9. Toplanma gunu icin, sizi bir araya getirdigi zaman, iste o, kimin aldandiginin ortaya cikacagi gundur; Allah´a kim inanmis ve yararli is islemisse, Allah onun kotuluklerini orter, onun icinde temelli ve sonsuz kalacagi, iclerinden irmaklar akan cennetlere koyar; buyuk kurtulus iste budur.
  10. Inkar edip, ayetlerimizi yalanlayanlar, iste onlar da atesliklerdir, orada temellidirler. Ne kotu bir donustur! *
  11. Basa gelen hicbir musibet Allah´in izni olmaksizin olamaz; Allah´a kim inanirsa onun gonlunu dogruya yoneltir. Allah herseyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin; eger bundan yuz cevirirseniz bilin ki Peygamberimize dusen apacik tebligdir.
  13. Allah vardir, O´ndan baska tanri yoktur. Inananlar yalniz Allah ´a guvensinler.
  14. Ey inananlar! Esleriniz ve cocuklarinizdan size dusmanlik edenler olur, onlardan sakinin; ama, siz affeder, suclarini orter ve bagislarsaniz bilin ki Allah da bagislar ve acir.
  15. Dogrusu mallariniz ve cocuklariniz bir imtihandir. Buyuk ecir ise Allah katindadir.
  16. Allah´a karsi gelmekten gucunuzun yettigi kadar sakinin, buyruklarini dinleyin, itaat edin; kendinizin iyiligine olarak mallarinizdan sarfedin; nefsinin tamahkarligindan korunan kimseler, iste onlar saadete erenlerdir.
  17. Eger Allah´a guzel bir odunc takdiminde bulunursaniz, onu sizin icin kat kat yapar ve sizi bagislar; Allah, sukrun karsiligini verendir; Halim´dir.
  18. Goruleni gorulmeyeni bilendir, gucludur. Hakim´dir. *
Yazar: Celal Yıldırım - Tefsirli Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Göklerdekiler ve yerdekiler Allah´ı tesbîh ederler. Mülk ü saltanat O´nundur. Hamd (en güzel övgü) O´na mahsustur. O´nun her şeye kudreti yeter.
  2. Sizi O yarattı. İçinizden kiminiz kâfir, kiminiz mü´mindir. Allah, yaptıklarınızı görüp bilendir.
  3. O, gökleri ve yeri hakk ile yarattı ; sizi biçimlendirdi, biçiminizi güzelleştirdi. Dönüş ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanı bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerde dönüp dolaşan (duyguların ve düşüncelerin) aslını, mayasını bilendir.
  5. Size, daha önce sapıtanların haberi gelmedi mi ? Yaptıklarının vebalini tattılar ve onlar için elem verici bir azâb vardır.
  6. Bu böyledir. Çünkü onlara, peygamberleri açık belgelerle geldiler, onlar ise, «bir insan mı bize doğru yolu gösterip bizi ona ulaştıracak ?!» dediler de kâfir oldular ve yüz çevirdiler. Allah da müstağni olduğunu açıkladı. Allah ganiydir ve en güzel övgüye lâyıktır.
  7. İnkâra sapanlar, öldükten sonra bir daha diriltilmiyeceklerini iddia ettiler. .De ki: Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltilip kaldırılacaksınız ; sonra da neler işlediğiniz size bir bir haber verilecektir. Bu, Allah´a göre çok kolaydır.
  8. Artık Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz nura (Kur´ân´a) inanın. Allah sizin yaptıklarınızdan haberlidir.
  9. O toplanma günü için sizi toplayıp biraraya getireceği gün, işte o gün aldanma günüdür (kimin aldandığı, kimin aldattığı ve aldatıldığının ortaya çıkacağı gündür). O halde kim Allah´a imân eder de iyi-yararlı amelde bulunursa, Allah onun kötülüklerini örtüp temizler ve altlarından ırmaklar akan içinde devamlı kalacakları Cennetlere yerleştirir. Bu da büyük bir kurtuluştur.
  10. Küfre sapıp âyetlerimizi yalanlayanlar (var ya), işte onlar içinde devamlı kalacakları ateşin arkadaşlarıdır. Varış yeri olarak ne kötü !
  11. Hiçbir musîbet, Allah´ın izni olmadan .başa gelip çatmaz. Kim, Allah´a imân ederse, Allah, onun kalbini doğruya çevirir. Allah herşeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, Peygambere itaat edin. Eğer yüzçevirirlerse. bizim Peygamberimize gereken sadece açık tebliğdir.
  13. Allah (vardır ve birdir). Hiçbir tanrı yok ancak O var. Mü´minler ancak Allah´a güvenip dayansınlar.
  14. Ey imân edenler! Şüphesiz ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının ve eğer affeder, kusurlarını görmezlikten gelir ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
  15. Mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitne (imtihan, uğraşı ve üzüntü)dir. Büyük mükâfat Allah kalındadır.
  16. Gücünüzün yettiği kadar Allah´tan korkun, (hakkı) dinleyip, itaat edin. Kendi lehinize (mallarınızdan) hayırlı yollara harcayın. Kim nefsinin aşırı cimrilik, kıskançlık ve ihtirasından korunursa, işte onlar muradlarına eren, umduklarına kavuşanlardır.
  17. Eğer Allah´a (faizsiz) güzel bir ödünç verirseniz, O, onu sizin lehinize kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah, şükredenlere artırandır ve azâb etmekte acele etmiyen, kullarına karşı sabır ve şefkatle muamele edendir.
  18. Görüleni de, görülmeyeni de bilendir. Çok üstündür, çok güçlüdür, hikmet sahibidir.
Yazar: Diyanet - Diyanet 1
  1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
  2. O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü’mindir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’nadır.
  4. Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
  5. Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır.
  6. Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, “(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?” deyip de inkâr etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye lâyıktır.
  7. İnkâr edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah’a kolaydır.”
  8. Artık siz Allah’a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur’an’a) iman edin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
  9. Toplanma vakti için Allah´ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah´a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
  10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
  11. Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
  12. Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
  13. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  15. Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.
  16. O hâlde, gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
  17. Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
  18. O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yazar: Diyanet - Diyanet 2
  1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd O´nadır. O her şeye kadirdir.
  2. Sizi yaratan O´dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
  5. Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.
  6. (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
  7. İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır.
  8. Onun için Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur´an´a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah´a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
  10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah´a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, Peygamber´e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.
  13. Allah; O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah´a dayanıp güvensinler.
  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah´ın yanındadır.
  16. O halde gücünüz yettiğince Allah´a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
  18. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Göklerde ve yerde ne varsa Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nun, hamd O´nun ve O, herşeye kadirdir.
  2. O´dur sizi yaratan, öyle iken kiminiz mümin kiminiz de kafirdir. Allah ise ne yaparsanız görür.
  3. Gökleri ve yeri hak ile yarattı, sizi şekillendirdi. Şekillerinizi de güzel yaptı. Sonunda gidiş de O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde ne varsa bilir ve her neyi saklar ve her neyi açıklarsanız hepsini bilir. Allah bütün sinelerin özünü bilir.
  5. Bundan önce küfredenlerin haberi gelmedi mi size? Ki, yaptıklarının vebalini tattılar, ayrıca onlara acı bir azap da var.
  6. Çünkü onlara peygamberleri apaçık mucizelerle geliyorlardı da onlar: «Bizi bir insan mı yola getirecek?» deyip küfretmişler ve aksine gitmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Öyle ya; Allah zengindir, her türlü övgüye layıktır.
  7. Küfredenler asla diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: «Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra da kesinlikle yaptıklarınız size anlatılacak ve o Allah´a göre kolaydır.
  8. Onun için siz, Allah´a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur´an´a) iman edin! Allah, ne yaparsanız haberdardır.
  9. Sizi o dernek gününe dereceği (toplanma günü için toplayacağı gün var ya), işte o gün teğabün (kar ve zarar) günüdür, her kim Allah´a iman eder de yaraşıklı iş yaparsa, Allah onun kabahatlarını örter ve onu içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere koyar. İşte büyük kurtuluş odur.
  10. Küfredip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliklerdir, orada ebedi kalacaklardır. Orası ne kötü varılacak yerdir.
  11. Allah´ın izni olmadan hiçbir musibet başa gelmez, her kim de Allah´a iman ederse, O, onun kalbine hidayet verir. Allah herşeyi bilir.
  12. İman edin de Allah´a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer aksine giderseniz bilin ki Resulümüzün görevi açık bir tebliğden ibarettir.
  13. Allah´tan başka tanrı yoktur. Onun için müminler yalnız Allah´a dayansınlar!
  14. Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır, o halde onlardan sakının! Ne var ki, affeder, kusurlarına bakmaz, örterseniz, şüphe yok ki, Allah, çok bağışlayandır, merhamet edendir.
  15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir fitne (imtihan)dır. Büyük mükafat ise Allah katındadır.
  16. Onun için gücünüz yettiği kadar Allah´tan korkun, dinleyin, itaat edin ve harcayın, kendiniz için hayır yapın. Her kim de nefsinin hırsından korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a bir güzel borç sunarsanız onu sizin için katlayıverir ve sizi bağışlar. Allah, çok mükafat verendir, cezalandırmada acele etmeyendir.
  18. Görünmeyeni de görüneni de bilir, güçlüdür, hikmet sahibidir!
Yazar: Elmalılı Hamdi Yazır - Kur'an-ı Kerim ve Meali (Sadeleştirilmiş)
  1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd O´nadır. Her şeye gücü yeten O´dur.
  2. Sizi O yarattı. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mümin. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
  3. Zira gökleri ve yeri hak ile yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanları, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir. Allah, göğüslerin özünü bilir.
  5. Önceden inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? (Onlar) işlerinin vebalini tattılar ve onlar için acı bir azap vardır.
  6. Böyledir, çünkü onlara peygamberleri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar: «Bir insan mı bize yol gösterecek?» dediler ve yüz çevirdiler. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır.
  7. İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: «Hayır! Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır».
  8. Artık Allah´a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur´ân´a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Toplanma günü için sizi topladığı zaman var ya, işte o gün, kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür. Kim Allah´a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
  10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
  11. Allah´ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah´a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, Peygamber´e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.
  13. Allah ki O´ndan başka tanrı yoktur. Müminler Allah´a dayansınlar.
  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir.
  15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah´ın yanındadır.
  16. O halde gücünüzün yettiği kadar Allah´tan korkun, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah çok mükafat verendir, halimdir.
  18. Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
Yazar: Seyyid Kutub - Fizilal-il Kuran
  1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd O´nadır. O´nun gücü her şeye yeter.
  2. Sizi yaratan Allah´tır. Bununla beraber kiminiz kâfirdir, kiminiz mü´min. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
  3. Gökleri ve yeri hakka dayalı olarak gerektiği gibi yaratmıştır. Size şekil vermiş ve şeklinizi güzel yapmıştır. Dönüş O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
  5. Daha önce inkar etmiş olanların haberi size gelmedi mi? Onlar dünyada günahlarının cezasını çektiler. Ayrıca ahrette de onlar için acı bir azap vardır.
  6. Bunun nedeni onlara elçileri, açık deliller getirdiğinde «Bir insan mı bize yol gösterecek?» deyip inkar etmeleri, yüz çevirmeleriydi. Allah ta hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmüştür.
  7. İnkar edenler, diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: «Hayır Rabbime And olsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız kesinlikle size haber verilecektir. Bu Allah´a göre kolaydır.»
  8. Öyleyse Allah´a, peygamberine ve indirdiğimiz nur´a (Kur´an´a) inanın. Allah yaptıklarınızı haber almaktadır.
  9. Toplanma günü (hesap günü) için, sizi bir araya getirdiği zaman, işte o, kimin aldandığının ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah´a inanmış ve yararlı işler yapmışsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onu, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar orada ebedi kalırlar. İşte büyük başarı budur.
  10. Kafir olup ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar da ateş halkıdır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası gidilecek ne kötü yerdir.
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah´a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, Peygamber´e itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.
  13. Allah O´dur ki, O´ndan başka ilah yoktur. Mü´minler yalnız Allah´a dayanıp güvensinler.
  14. Ey inananlar! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Eğer affeder, hoş görür, bağışlarsanız muhakkak ki Allah da çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
  15. Mallarınız ve evlatlarınız bir sınav konusudur. Büyük mükafat ise Allah katındadır.
  16. O halde gücünüzün yettiği kadar Allah´tan korkun. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a güzel borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah şükredenlere karşılık verendir, halimdir.
  18. Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
Yazar: Gültekin Onan - Kur'an-ı Kerim ve Meali
  1. Göklerde ve yerde olanların tümü Tanrı´yı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd (övgü) de O´nundur. O, her şeye güç yetirendir.
  2. Sizi yaratan O´dur; buna rağmen sizden kiminiz kafirdir, kiminiz inançlı. Tanrı yaptıklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Tanrı, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
  5. Bundan önce küfredenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, buyruklarının / buyrultularının vebalini tattılar. Onlara acı bir azab vardır.
  6. Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "Bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden küfredip yüz çevirmeleri nedeniyledir. Tanrı da (onlara karşı) müstağni olduğunu gösterdi. Tanrı ganidir, hamiddir.
  7. Küfredenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: "Hayır, rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Tanrı´ya göre oldukça kolaydır."
  8. "Şu halde Tanrı´ya, O´nun Resulü´ne ve indirdiğimiz nur (Kuran)a inanın. Tanrı yaptıklarınızdan haberdardır."
  9. Sizi toplanma günü için bir arada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Tanrı´ya inanıp salih bir amelde bulunursa (Tanrı) onun kötülüklerini örter (yükeffir) ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ´mutluluk ve kurtuluş´ (fevz) budur.
  10. Küfredip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; onlar da içinde sürekli kalıcılar olmak üzere ateşin halkıdırlar. İşte kötü bir dönüş yeridir o.
  11. Tanrı´nın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Tanrı´ya inanırsa, onun kalbini hidayete yöneltir. Tanrı her şeyi bilendir.
  12. Tanrı´ya itaat edin ve Resüle de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız artık elçimiz üzerine düşen (yalnızca) apaçık bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size iletme)dir.
  13. Tanrı; O´ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse inançlılar (yalnızca) Tanrı´ya tevekkül etsinler.
  14. Ey inananlar! Gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.
  15. Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Tanrı ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O´nun katında olandır.
  16. Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Tanrı´dan korkup sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
  17. Eğer Tanrı´ya güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Tanrı Şekur´dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halimdir (cezayı vermekte acele etmeyendir).
  18. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi)dir.
Yazar: Hasan Basri Çantay - Kur'an Meali - Kur’an-ı Hakim Ve Meal-i Kerim
  1. Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir. Mülk Onun, hamd Onun, O, herşey´e hakkıyle kaadirdir.
  2. O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir (oluyor), kiminiz mü´min. Allah ne yaparsanız, hakkıyle görendir.
  3. Gökleri ve yeri, hakk (-u adl) in ikaamesine sebeb olarak, O yaratdı, size suuret verdi, hem suuretlerinizi de güzel yapdı. Dönüş ancak Onadır.
  4. Göklerde ve yerde ne varsa bilir. Ne gizler, ne açıklarsanız onları da bilir. Allah göğüslerin içinde olan her gizliyi bile hakkıyle bilicidir.
  5. Bundan evvel küfredib de işlerinin ağırlığını (dünyâda, çekib) tadanların haber (ler) i gelmedi mi size? Onlara (âhiretde de) elem verici azâb vardır.
  6. Bu, şu hakıykat yüzündendir : Peygamberleri onlara apaçık mu´cizeler getiriyorlardı da onlar «Bizi insan mı doğru yola götürecekmiş?» demişlerdi. Bu suretle küfretmişler, arka dönmüşlerdi. Allah ise hiçbir şey´e muhtâc olmadığını göstermişdi. Allah her şeyden müstağnidir, her hamde (ancak O) lâyıkdır.
  7. O küfredenler de öldükden sonra kat´iyyen diriltilmeyeceklerini (bir hakıykat gibi cahilane) iddia etdi (ler). De ki: «Hayır (öyle değil), Rabbime andolsun ki siz mutlakaa diriltileceksiniz. Sonra da yapdığınız şeyler behemehal size haber verilecekdir. Bu da Allaha göre kolaydır».
  8. O halde Allaha, Onun peygamberlerine ve indirdiğimiz O nuura îman edin. Allah, ne yaparsanız, hakkıyle haberdârdır.
  9. (Evet, «yapdığınız şeyler mutlakaa size haber verilecekdir») O günde ki (Allah) o toplama günü için hepinizi bir araya getirecek. İşte bu, aldanma günüdür. Kim Allaha îman eder, iyi amel (ve hareket) de de bulunursa, O, bunun kötülüklerini örter, onu altlarından ırmaklar akan cennetlere — kendileri içlerinde ebedî, sermedî kalıcı olmak üzere — sokar. İşte büyük kurtuluş (ve seâdet) budur.
  10. O küfredenler (e), âyetlerimizi yalan sayanlar (a gelince:) Onlar da ateşin — içinde ebedî kalıcı olarak — yaranıdırlar. O ne kötü gidiş yeridir!..
  11. Allahın izni olmayınca hiçbir musîybet (gelib) çatmaz. Kim Allaha îman ederse (Allah) onun kalbini doğruya götürür. Allah herşey´i hakkıyle bilendir.
  12. Allaha itaat edin. Peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz peygamberimizin üstüne düşen (vazîfe) ancak apaçık bir tebliğdir.
  13. Allah odur ki kendisinden başka hiçbir tanrı yokdur. Onun için, îman edenler ancak Allaha güvenib dayansın (lar).
  14. Ey îman edenler, eşlerinizin, evlâdlarınızın içinde hakıykaten size düşman (olanlar) da vardır. O halde onlardan sakının. (Bununla beraber) afveder, kusurlarını başlarına kakmaz, örterseniz şübhesiz Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
  15. Mallarınız da, evlâdlarınız da sizin için ancak bir imtihan (mevzuu) dur. Allah ise, büyük mükâfat Onun nezdindedir.
  16. O halde gücünüzün yetdiği kadar Allahdan korkun, (öğütlerini) dinleyin. îtâat edin. (Mallarınızdan Allah yolunda), kendinizin hayrı olarak, harcayın. Kim nefsinin (koyu) cimriliğinden korunursa işte onlar muradlarına erenlerin ta kendileridir.
  17. Eğer Allaha gönül hoşluğuyle ödüne verirseniz onu sizin için kat kat artırır. Hem sizi yarlığar da. Allah az (hayır) a çok mükâfat verendir. Ceza hususunda acele etmeyendir O.
  18. Gizliyi de, aşikârı da bilendir. Gaalib-i mutlakdır. Tam hukûm ve hikmet saahibidir.
Yazar: İbni Kesir - Büyük Kuran Tefsiri
  1. Göklerde ne var, yerde ne varsa; hepsi Allah´ı tesbih ederler. Mülk O´ nundur, hamd O´na mahsustur. Ve O; her şeye kadirdir.
  2. Sizi yaratan O´dur. Böyle iken kiminiz kafir, kiminiz de mü´mindir. Allah; yaptıklarınızı görür.
  3. Gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Size suret verip suretlerinizi en güzel şekilde yapmıştır. Dönüş, ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Ve Allah; göğüslerin özünü bilendir.
  5. Daha önce küfredip de yaptıklarının karşılığını tadanların haberi size gelmedi mi? Ve onlara elim bir azab vardır.
  6. Bunun sebebi şudur: Peygamberleri onlara apaçık deliller getiriyorlardı da onlar; bizi bir beşer mi doğru yola götürecekmiş? diyerek küfredip yüz çevirmişlerdi. Allah ise hiç bir şeye muhtaç olmadığını göstermişti. Allah; Gani´dir, Hamid´dir.
  7. Küfredenler; öldükten sonra katiyyen diriltilemeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Evet, Rabbıma andolsun ki; muhakkak diriltileceksiniz ve sonra yaptıklarınız size bildirilecektir. Ve bu, Allah´a göre pek kolaydır.
  8. Şu halde Allah´a, peygamberine ve indirdiğimiz nura iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Sizi toplanma günü için topladığı gün; işte o gün, kimin aldandığının açığa çıkacağı gündür. Kim, Allah´a inanır ve salih amel işlerse; Allah onun kötülüklerini örter ve onu, altından ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
  10. Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar, cehennem ashabıdırlar. Orada ebediyyen kalacaklardır. Ne kötü dönüş yeridir.
  11. Allah´ın izni olmadıkça hiç bir musibet isabet etmez. Kim de Allah´a inanırsa; onun kalbini doğruya götürür. Ve Allah; her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin, peygambere itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız; bilin ki peygamberimize düşen, apaçık tebliğdir.
  13. Allah O´durki; O´ndan başka hiç bir ilah yoktur. Ve mü´minler, yalnız Allah´a tevekkül etsinler.
  14. Ey iman etmiş olanlar; eşlerinizin ve çocuklarınızın içinde size düşmanlık edenler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve örterseniz; şüphesiz ki Allah; Gafur´dur, Rahim´dir.
  15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Allah katında ise büyük bir mükafat vardır.
  16. Öyleyse, gücünüz yettiğince Allah´tan korkun. Dinleyin, itaat edin ve kendinizin hayrına olarak infak edin. Kim de nefsinin cimriliğinden korunursa; işte onlar, felaha erenlerin kendileridir.
  17. Eğer Allah´a güzel bir ödünçle ödünç verirseniz; onu sizin için katkat arttırır ve sizi bağışlar. Allah; Şekur´dur, Halim´dir.
  18. Görüleni ve görülmeyeni bilendir. Aziz´dir, Hakim´dir.
Yazar: İskender Ali Mihr - Kur'ân-ı Kerim Lafz-ı ve Ruhu Tefsiri
  1. Göklerde ve yerde olan herşey Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur ve hamd O´nadır. Ve O, herşeye Kaadir´dir (gücü yetendir).
  2. Sizi yaratan O´dur. Buna rağmen sizin bir kısmınız kâfir ve bir kısmınız mü´min. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve size suret (şekil) verdi. Sonra sizin suretlerinizi ahsen yaptı. Ve varış (ulaşma), O´nadır (ulaşılacak makam, O´dur, O´nun Zat´ıdır).
  4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Ve gizlediklerinizi, açıkladıklarınızı bilir. Ve Allah, sadırlarda (gönüllerde) olanı en iyi bilendir.
  5. Daha önce inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? O zaman onlar, işlerinin vebalini tattılar. Ve onlar için elîm azap vardır.
  6. İşte bu, onlara resûlleri beyyineler (açık deliller) getirdiği zaman: “Bir beşer mi bizi hidayete erdirecek?” demeleri sebebiyledir. Böylece inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Ve Allah, müstağni olduğunu (Kendisinin hiçbir şeye ve de onların îmânlarına da ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Ve Allah; Gani´dir, Hamîd´dir.
  7. İnkâr edenler, asla beas edilmeyecekleri (tekrar diriltilmeyecekleri) zannında bulundular. De ki: “Hayır, Rabbime andolsun! Elbette beas edileceksiniz. Sonra yaptığınız amelleriniz mutlaka size haber verilecek.” Ve bu, Allah için kolaydır.
  8. Artık Allah´a, O´nun Resûl´üne ve indirdiğimiz Nur´a îmân edin. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.
  9. Sizi toplanma günü için biraraya toplayacağı gün, işte o, aldanma günüdür. Ve kim Allah´a îmân eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, onun seyyiatini (günahlarını) örter. Ve orada ebediyyen kalmak üzere, altından nehirler akan cennetlere koyar. İşte bu fevz-ül azîmdir (büyük kurtuluştur).
  10. Âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlar; işte onlar, ateş ehlidirler, orada (cehennemde) ebediyyen kalacak olanlardır. Ve (o) ne kötü varış yeri (ulaşılacak yer).
  11. Allah´ın izni olmadıkça bir musîbet isabet etmez. Ve kim Allah´a îmân ederse (âmenû olursa), (Allah) onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.
  12. Ve Allah´a itaat edin. Ve Resûl´e itaat edin. Eğer hâlâ yüz çevirirseniz, bundan sonra resûlümüzün üzerinde olan (sorumluluk), sadece apaçık tebliğdir.
  13. Allah; O´ndan başka İlâh yoktur. Ve mü´minler artık Allah´a tevekkül etsinler.
  14. Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler)! Muhakkak ki, sizin zevcelerinizden ve evlâtlarınızdan size düşman olanlar vardır. Artık onlardan sakının. Ve eğer onları affeder, kusurlarına bakmazsanız ve bağışlarsanız, o taktirde muhakkak ki Allah; Gafûr´dur, Rahîm´dir.
  15. Oysa sizin mallarınız ve evlâtlarınız fitnedir (imtihandır). Ve Allah ki, ecrun azîm (en büyük mükâfat) O´nun indindedir (katındadır).
  16. Artık Allah´a karşı gücünüzün yettiği kadar (en üst seviyede) takva sahibi olun. Dinleyin ve itaat edin! Ve kendiniz için hayır olarak infâk edin (verin). Ve kim nefsinin cimriliğinden kendini korursa (sakındırırsa), o taktirde işte onlar; onlar felâha erenlerdir.
  17. Eğer Allah´a güzel bir borç verirseniz, onu size kat kat arttırarak öder ve sizi mağfiret eder. Ve Allah; Şekur´dur (şükredilendir, şükrün karşılığını verendir), Halîm´dir.
  18. Gaybı (görünmeyeni) ve şahadet edileni (görüleni) bilendir. Azîz´dir, Hakîm´dir.
Yazar: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı Meal-Tefsir
  1. Göklerde ve yerde olan her şey, Allah´ın sınırsız şanını yüceltir. Bütün otorite O´nundur ve bütün övgüler O´na mahsustur. O dilediğini yapmaya kadirdir.
  2. Sizi yaratan O´dur. İçinizden kimi hakikati inkar eder, kimi de (ona) inanır. Ve Allah her yaptığınızı görür.
  3. O, gökleri ve yeri (deruni bir) anlam ve amaç üzere yaratmış ve size (belli bir) şekil vermiştir; hem de öyle güzel bir şekil ki. Yolculuğunuzun varışı O´nadır.
  4. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir; ve O, sakladıklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilmektedir. Çünkü Allah, (insanların) kalpler(in)de olanın her türlü bilgisine sahiptir.
  5. Geçmişte hakikati kabule yanaşmayanların kıssasından haberin yok mu? (Onlar hakikati inkar ettiler) ve böylece yaptıklarının sonucuna katlanmak zorunda kaldılar, (öteki dünyada da) onları bekleyen şiddetli bir azap (vardır).
  6. Böyledir, çünkü onlara elçileri hakikatin bütün kanıtları ile defalarca geldiler, ancak onlar (her defasında): "Yalnızca ölümlü insanlar mı bizim rehberimiz olacak?" şeklinde cevap verdiler. Böylece hakikati inkar ettiler ve ondan uzaklaştılar. Ama Allah (onlara) muhtaç değildi. Çünkü Allah Kendine yeterlidir, övgüye layık olandır.
  7. Hakikati inkara şartlanmış olanlar, tekrar diriltilmeyeceklerini iddia ediyorlar! De ki: "Evet, Rabbime andolsun! Siz kesinlikle diriltileceksiniz ve o zaman, (hayatta iken) yaptıklarınız size mutlaka gösterilecektir! Bu, Allah için kolay bir şeydir!"
  8. Öyleyse, (ey insanlar!) Allah´a ve Elçisine ve (size) bahşettiğimiz (vahiy) aydınlığına inanın! Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. O´nun sizi (Nihai) Toplanma Günü bir araya toplayacağı zaman(ı düşünün), o Kayıp ve Kazanç Gününü! Kim, Allah´a inanıp iyi ve doğru işler yaparsa, (o Gün) Allah onun kötü fiillerini silecek ve onu içinden ırmaklar akan, sonsuza kadar kalacağı bahçelere koyacaktır. Bu, büyük bir kurtuluş olacak.
  10. Hakikati inkara ve mesajlarımızı yalanlamaya şartlanmış olanlara gelince, işte onlar ateşi hak edenlerdir, orada kalıp dururlar. Ne kötü bir son!
  11. Allah´ın izni olmadıkça (insanın) başına hiçbir musibet gelmez. O halde, kim Allah´a inanırsa kendi kalbini (bu hakikate) açmış olur ve Allah her şeyi bilendir.
  12. Öyleyse Allah´a ve Elçi´ye itaat edin! Eğer yüz çevirip uzaklaşırsanız (bilin ki) Elçimiz´in görevi, yalnızca bu mesajı açık bir şekilde iletmektir.
  13. Allah, O´ndan başka ilah yoktur! Öyleyse, inananlar yalnız Allah´a güvensinler.
  14. Siz ey imana ermiş olanlar! Bakın, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazısı size düşmandır. Öyleyse onlara karşı dikkatli olun! Ama (hatalarını) hoş görür, tahammül eder ve affederseniz, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
  15. Sizin malınız mülkünüz ve çocuklarınız, sadece bir sınama ve bir ayartma aracıdır, halbuki Allah katında muhteşem bir ödül vardır.
  16. O halde, elinizden geldiği kadar Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, (O´nu) dinleyin ve itaat edin. Ve kendi iyiliğiniz için karşılıksız harcamada bulunun, böylece açgözlülüklerinden kurtulmuş olanlar; işte onlardır mutluluğa ulaşacak olanlar!
  17. Eğer Allah´a güzel bir borç verirseniz, O bunu fazlasıyla size geri ödeyecek ve günahlarınızı bağışlayacaktır, çünkü Allah, şükrün karşılığını her zaman verendir, halimdir;
  18. yaratılmışların kavrayış alanının ötesindeki şeyleri de, insanların duyguları ve akılları ile görüp gözleyebildiklerini de bilir; Kudretlidir, Hikmet Sahibidir!
Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen - Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali
  1. Göklerde ne var ise ve yerde ne var ise, Allah için tesbihte bulunur. Mülk ve hamd O´na mahsustur ve O her şey üzerine tamamen kâdirdir.
  2. O, o´dur ki, sizi yaratmıştır, öyle iken sizden kâfir de vardır ve sizden mü´min de vardır ve Allah, ne yapar olduğunuzu bihakkın görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak ile yarattı ve size sûret verdi de sûretinizi güzel yaptı ve dönüş de ancak O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde ne var ise bilir ve neleri gizlediğinizi ve neleri açıkladığınızı bilir ve Allah göğüslerin içinde olanlara da tamamen alîmdir.
  5. Size evvelce kâfir olmuş olanların haberi gelmedi mi ki, onlar, işlerinin vebâlini tattılar ve onlar için pek acıklı bir azap vardır.
  6. Şundan dolayı ki, şüphe yok onlara Peygamberleri beyyineler ile gelir olmuşlardı da onlar: «Bir beşer mi bizi doğru yola iletecek?» demişler, sonra kâfir olmuşlar ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (onlardan) müstağni olmuştur. Ve Allah bihakkın ganîdir, hamîddir.
  7. Kâfir olanlar zû´m ettiler ki, öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerdir. De ki: «Hayır ve Rabbime andolsun ki elbette diriltileceksiniz. Sonra da yapmış olduğunuz şeyler elbette size haber verilecektir. Ve bu ise Allah´a göre pek kolaydır.»
  8. Artık Allah´a ve O´nun Resûlüne ve indirmiş olduğumuz nûra imân ediniz ve Allah yapar olduğunuz şeylerden haberdardır.
  9. O gün ki sizi toplanma günü için toplayıverir, işte o bir Tegâbün (bir kâr ve zarar) günüdür. Ve her kim Allah´a imân eder ve sâlih amellerde bulunursa onun günahlarını yarlığar ve altlarından ırmaklar akan cennetlere orada ebedîyyen kalıcılar olmak üzere girdirir. İşte en büyük necât odur.
  10. Ve o kimseler ki, kâfir oldular ve Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler. İşte onlar, içinde ebedîyyen kalıcılar olmak üzere ateş yârânıdırlar ve ne fena bir gidiş yeri.
  11. Allah´ın izni olmadıkça musibetten bir şey isabet etmez ve her kim Allah´a imân ederse kalbini hidâyete erdirir ve Allah her şeyi bilendir.
  12. Ve Allah´a itaat ediniz ve Peygambere itaat ediniz. Eğer yüz çevirir iseniz, artık biliniz ki bizim Peygamberimizin üzerine teveccüh eden, şüphe yok ki apaçık tebliğden ibarettir.
  13. Allah O´dur ki, O´ndan başka tanrı yoktur. Artık mü´minler, Allah´a tevekkülde bulunsunlar.
  14. Ey imân etmiş olanlar! Şüphe yok ki, zevcelerinizden ve evlâdınızdan sizin için düşman (olanlar) vardır, imdi onlardan sakınınız. Mamaafih, eğer affederseniz, kusurlarına bakmazsanız ve setrederseniz artık şüphe yok ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
  15. Muhakkak ki, mallarınız ve evlatlarınız bir imtihan vesilesidir, Allah ise O´nun nezdinde pek büyük bir mükâfaat vardır.
  16. Artık gücünüz yettiği kadar Allah´tan korkun ve dinleyin ve itaat edin ve nefisleriniz için bir hayr olmak üzere infakta bulunun ve her kim nefsini cimrilikten vikaye ederse işte onlardır muradlarına ermiş olanlar, onlardır.
  17. Eğer Allah için bir güzel ödünç verirseniz, onu sizin için kat kat arttırır ve sizin için mağfiret buyurur ve Allah şekûrdur ve halîmdir.
  18. Gizliye de, âşikâr olana da alîmdir, azîzdir, hakîmdir.
Yazar: Suat Yıldırım - Kura'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali
  1. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih ve tenzih eder. Hâkimiyet O´nundur. Bütün hamdler ve övgüler O´na mahsustur. O her şeye kadirdir
  2. Sizin hepinizi yaratan O´dur. Öyle iken artık kiminiz kâfirdir, kiminiz mü´min. Allah yaptığınız her şeyi görür
  3. Allah, gökleri ve yeri gerçek bir maksatla, hikmetle yarattı. Sizi yarattı, hem de size güzel güzel sûretler verdi. Dönüşünüz de O´na olacaktır
  4. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi de bilir. O sinelerin özünü, gönüllerin ta künhünü de bilir
  5. Daha önceki inkârcıların başlarına gelen olaylardan haberiniz olmadı mı? Onlar yaptıkları işlerin cezasını dünyada çektiler, âhirette de onlara gayet acı bir azap vardır
  6. Böyle oldu... Çünkü peygamberleri onlara açık açık delillerle geldiler. Fakat bunlar: "Bizim gibi bir beşer mi bize yol gösterecekmiş!" dediler. Onların nübüvvetlerini inkâr edip, sırt çevirdiler, Allah da müstağnî olduğunu açıkladı. Gerçekten Allah ganîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere lâyık olan O´dur)
  7. Kâfirler öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: "Hayır! Rabbim hakkı için, elbette diriltileceksiniz, yaptıklarınız size tek tek bildirilecek (ve karşılığı verilecektir). Bu, Allah´a göre pek kolaydır.
  8. O halde Allah´a, Resulüne ve ona indirdiğimiz nûra, Kur´ân´a iman edin. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır
  9. Gün gelir, Allah hepinizi en büyük toplantı günü olan mahşerde bir araya getirir. İşte o gün aldanma günüdür.Kim Allah´a iman eder, makbul ve güzel işler yaparsa,Allah onun fenalıklarını, günahlarını siler ve içinden ırmaklar akan cennetlere, hem de devamlı kalmak üzere yerleştirir.İşte en büyük başarı, en büyük mutluluk budur
  10. Dini inkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise, onlar da, devamlı olmak üzere cehennemliktirler. Gidilecek ne fena yerdir orası
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musîbet başa gelmez.Kim Allah´ı tasdik ederse, Allah onun kalbini hakka ve doğruya açar. Allah her şeyi hakkıyla bilir.
  12. Allah´a itaat edin, Resulüne itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki Elçimizin görevi sadece açık bir tebliğden ibarettir
  13. Allah´tır gerçek ilah! O´ndan başka yoktur ilah!Müminler yalnız Allah´a dayanıp güvenmelidirler
  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar da çıkabilir.Böyle olanlara karşı dikkatli olun!Bununla beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, onları affederseniz bu da sizin için bir fazilettir. Çünkü Allah da gafûrdur, rahîmdir (affı ve ihsanı boldur. Siz kusurları bağışlarsanız O da size öyle muamele eder).
  15. Mallarınız, evlatlarınız, sizin için sadece bir imtihandır. Asıl büyük mükâfat ve mutluluk ise Allah nezdindedir.
  16. Onun için gücünüz yettiğince Allah´a karşı gelmekten, haramlara girmekten sakının, hakkı dinleyip, itaat edin ve kendi iyiliğinize olarak hayır yolunda mal harcayın.Kim nefsinin hırsından ve cimriliğinden kendini kurtarabilirse asıl felaha erenler işte onlardır.
  17. Eğer Allah´a ödünç verirseniz O sizin için, onun kârını kat kat artırarak verir, hem de sizin günahlarınızı bağışlar. Çünkü Allah şekûr´dur, halîmdir (küçük iyiliklerden ötürü bile büyük mükâfat verir, müsamahakârdır, cezalandırmada acele etmez)
  18. Görünmeyen ve görünen her şeyi bilir. O azîzdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)
Yazar: Süleyman Ateş - Kuran'ı Kerim Meali
  1. Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allâh´ın şânının yüceliğini anmaktadır. Mülk O´nundur, hamd O´nundur. O, herşeye kâdirdir.
  2. Sizi yaratan O´dur. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mü´min. Allâh yaptıklarınızı görmektedir.
  3. Gökleri ve yeri hak (hikmet) ile yarattı, sizi biçimlendirdi, biçimlerinizi güzel yaptı. Dönüş O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde bulunanları bilir, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri de bilir. Allâh, göğüslerin özünü bilendir.
  5. Daha önce inkâr etmiş olanların haberi size gelmedi mi? (Onlar), işlerinin vebâlini taddılar ve onlar için acı bir azâb da vardır.
  6. Çünkü onlara elçileri, açık deliller getirirlerdi, fakat onlar, "Bir insan mı bize yol gösterecek" deyip inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allâh da (hiçbir şeye) muhtaç olmadığını gösterdi. Allâh zengindir, övülmüştür.
  7. İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah´a göre kolaydır."
  8. Artık Allah´a, Elçisine ve indirdiğimiz ışığa inanın. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır.
  9. Toplantı günü için sizi topladığı gün, işte o aldanma günüdür. Kim Allah´a inanır ve yararlı iş yaparsa (Allâh) onun kötülüklerini örter ve onu, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi kalırlar. İşte büyük başarı budur.
  10. Nankörlük eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar ise ateş halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
  11. Başa gelen her musibet Allâh´ın izniyledir. Kim Allah´a inanırsa (Allâh) onun kalbini doğru (düşünce)ye iletir. Allâh, herşeyi bilendir.
  12. Allah´a itâ´at edin, Elçiye itâ´at edin. Eğer dönerseniz (bilin ki) Elçimize düşen, açıkça duyurmaktır.
  13. Allâh ki O´ndan başka tanrı yoktur. Mü´minler Allah´a dayansınlar.
  14. Ey inananlar, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörür, bağışlarsanız muhakkak ki Allâh da bağışlayandır, esirgeyendir (O da sizi bağışlar).
  15. Mallarınız ve evlâdlarınız bir fitne (sınav)dır, (Allâh, onlarla sizi imtihan etmektedir). Allâh ise, işte büyük ödül O´nun yanındadır.
  16. Öyle ise gücünüz yettiği kadar Allâh´tan korkun, (O´nun öğütlerini) dinleyin, (O´na) itâ´at edin ve kendi iyiliğinize olarak (mallarınızı Allâh uğrunda) harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar, başarıya erenlerdir.
  17. Eğer Allâh´a güzel borç verirseniz, Allâh onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allâh karşılık verendir, halimdir (hoşgörülüdür).
  18. Görünmeyeni ve görüneni bilendir. (O´na hiçbir şey gizli kalmaz, O,) Azizdir, hakimdir (üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir).
Yazar: Şaban Piriş - Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
  1. Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih ederler. Hakimiyet O’nundur. Hamd da O’nadır. O’nun her şeye gücü yeter.
  2. Sizi yaratan O’dur. Sizden bir kısmınız kafir, bir kısmınız mümindir. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.
  3. O, gökleri ve yeri hak ile yaratmış, sizi de en güzel sûrette şekillendirmiştir. Dönüş de O’nadır.
  4. Göklerde ve yerde ne varsa bilir; gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü de bilir.
  5. Daha önceki kafirlerin haberi gelmedi mi size? Yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için bir de acı verici azap vardır.
  6. Bu, peygamberleri onlara apaçık delillerle getirdiklerinde: -Bize bir insan mı yol gösterecek? demeleri sebebiyledir. Nankörlük ettiler ve yüz çevirdiler. Allah’ın ihtiyacı yoktur. Allah, zengindir, hamde layıktır.
  7. Kafirler, tekrar dirilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: -Evet, Rabbime andolsun ki, tekrar diriltileceksiniz. Sonra da yaptıklarınız size haber verilecek. Bu, Allah’a çok kolaydır.
  8. Allah’a, Resûlüne ve indirdiğimiz aydınlatıcıya iman edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
  9. Sizi toplanma günü bir araya getirecektir. İşte o, aldanma günüdür. Kim Allah’a iman edip, doğru olanı yaparsa onun günahlarını örter ve alt tarafından ırmaklar aktığı cennetlere girdirir. Orada ebedi kalacaklardır. İşte o, en büyük kurtuluştur.
  10. İnkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir. Orada ebedidirler. Ne kötü bir dönüş.
  11. Hiçbir musibet, Allah’ın izni olmadıkça isabet etmez. Kim, Allah’a iman ederse Allah onun kalbine hidayet verir. Allah, her şeyi bilir.
  12. O halde Allah’a itaat edin, elçisine itaat edin. Eğer yüz çevirseniz, elçimize düşen ancak açıkça tebliğ etmektir.
  13. Allah, O’ndan başka bir ilah yoktur. İnananlar, yalnız Allah’a bağlansınlar.
  14. -Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının. Eğer, affeder, kusurlarını bakmaz ve bağışlarsanız; Allah da bağışlar ve merhamet eder.
  15. Mallarınız ve evladınız sizin için bir imtihandır. Katında büyük ödül olan Allah’tır.
  16. Gücünüzün yettiğince Allah’tan korkun, dinleyin ve itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infakta bulunun. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar, kurtuluşa erenler onlardır.
  17. Eğer Allah’a güzel bir ödünçte bulunursanız, onu size kat kat geri öder ve sizi bağışlar. Allah, şükre karşılık verir ve ceza vermekte acele etmez.
  18. Görülmeyeni ve görüleni bilir, güçlüdür, hakimdir.
Yazar: Ebu'l Al'a Mevdudi - Tefhim-ul Kuran
  1. Göklerde ve yerde olanların tümü Allah´ı tesbih etmektedir. Mülk de O´nundur, hamd (övgü) de O´nundur. O, her şeye güç yetirendir.
  2. Sizi yaratan O´dur; buna rağmen sizden kiminiz kâfirdir, kiminiz ise mü´min. Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.
  3. Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O´nadır.
  4. Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tutmakta olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
  5. Bundan önce küfre sapmış bulunanların haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlar için acı bir azab vardır.
  6. Bu, kendilerine apaçık belgelerle peygamberler geldiği halde onların «bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?» demeleri ve bu yüzden küfre saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğaniy´dir, Hamid´dir.
  7. Küfre sapmış bulunanlar, kendilerinin kesin olarak diriltmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: «Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz, sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah´a göre oldukça kolaydır.
  8. «Şu halde Allah´a, O´nun Resulüne ve indirdiğimiz nur (Kur´an)a iman edin. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.»
  9. Sizi toplanma günü için bir arada toplayacağı gün; Kim Allah´a iman edip salih bir amelde bulunursa, (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ´mutluluk ve kurtuluş (fevz)´ budur.
  10. Küfredip ayetlerimizi yalan sayanlara gelince; onlar da içinde sürekli kalıcılar olmak üzere, ateşin halkıdırlar. Ne kötü bir dönüş yeridir O.
  11. Allah´ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah´a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, her şeyi bilendir.
  12. Allah´a itaat edin ve Resule de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız, artık elçimiz üzerine düşen (yalnızca) apaçık olan bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size iletme)dir.
  13. Allah, O´ndan başka ilah yoktur. Öyleyse mü´minler (yalnızca) Allah´a tevekkül etsinler.
  14. Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
  15. Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O´nun katında olandır.
  16. Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah´tan korkup sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
  17. Eğer Allah´a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artttırır ve sizi bağışlar, Allah Şekûr´dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim´dir (cezayı vermekte acele etmeyendir).
  18. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi) olandır.
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an-ı Kerim Meali
  1. Göklerdekiler ve yerdekiler Allah´ı tespih ediyor. O´nundur mülk ve yönetim; O´nun içindir tüm övgüler. Her şeye gücü yetendir O.
  2. O´dur sizi yaratan! Sizin bir kısmınız küfre sapmıştır, bir kısmınız iman etmiştir. Ve Allah, işleyip ürettiklerinizi çok iyi görmektedir.
  3. Gökleri ve yeri hak olarak yarattı; sizi biçimlendirdi ve görünüşlerinizi güzel yaptı. Yalnız O´nadır dönüş.
  4. O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir.
  5. Sizden önce küfre sapanların haberleri gelmedi mi size? Onlar, yapıp ettiklerinin vebalini tattılar. Ve onlar için korkunç bir azap vardır.
  6. Bu böyledir. Çünkü resulleri onlara apaçık deliller getirip dururken onlar: "Bir insan mı bize kılavuzluk edecek?!" deyip küfre saptılar ve yüz çevirdiler. Ve Allah hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah, sınırsız zenginliğin, sonsuz övgülerin sahibidir.
  7. Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki, sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır."
  8. Artık Allah´a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır.
  9. "Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah´a iman eder, barışa/hayra yönelik bir iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan cennetlere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur.
  10. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar, içinde uzun süre kalacakları ateşin dostlarıdır. Ne kötü dönüş yeridir orası!
  11. Allah´ın izni olmadıkça hiçbir musibet gelip çatmaz. Kim Allah´a inanırsa Allah O´nun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar. Ve Allah her şeyi en iyi biçimde bilmektedir.
  12. Allah´a itaat edin, resule de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz resulümüze düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir.
  13. Allah! İlah yok O´ndan başka! Yalnız Allah´a güvenip dayanır iman sahipleri.
  14. Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur.
  15. Şu da bir gerçek ki, mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan aracıdır. Allah´a gelince, onun katında büyük bir ödül vardır.
  16. O halde, gücünüz ölçüsünde Allah´tan sakının, dinleyin, itaat edin. Ve benlikleriniz için bir hayır olarak infakta bulunun. Nefsinin cimrilik ve doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
  17. Eğer Allah´a gönül hoşluğuyla bir şey borç verirseniz O, onu sizin için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah Şekûr´dur, şükredenlere karşılık verir; Halîm´dir, yumuşak ve merhametli davranır.
  18. Görünmeyen ve görünen âlemleri bilendir O; Azîz´dir, Hakîm´dir.